Androjini, tarihi çok eskilere dayanan, sanatın ve edebiyatın birçok dalında karşılaşılan köklü ve karmaşık bir gelenektir. Kavramın geçmişine bakıldığında, farklı dönemlerde ve alanlarda çeşitli düşünür, sanatçı ve yazarların dikkatini çektiği gözlemlenmektedir. Yazılı olarak ilk Platon’un Sempozyum’unda ortaya çıkan kavram, D.H. Lawrence’ın Âşık Kadınlar romanı ile genelde kadın ve erkeğin aynı bedene hayat verdiği fiziksel boyuttan arındırılarak, daha çok felsefi ve ruhsal bir çerçevede, bütüncül ve ideal insana dair bir model örneği sunabilir. Aşık Kadınlar’da dört ana karakterin aşkı, evliliği ve cinselliği sorgulatan karmaşık ilişkilerine odaklanmaktan ziyade Lawrence’ı temsil ettiği düşünülen Birkin karakterinin homoseksüel olarak addedilen eğilimleri, androjininin sık sık bağdaştırıldığı sanat ruhlu Uranian türüne bir gönderme yaparken toplumdaki yeri belli belirsiz ancak sanattan anlayan özgür ve hatta aykırı ruhlu düşünceleri ile Birkin, androjinin simgelediği yaratıcı, ideal ve tam insan modeline en azından ulaşmaya çalışan özgün bir karakter portresi çizmektedir. Androjinide aranan gerçek birlik ve bütünlüğü elde edebilmek için sadece sevdiği Ursula’ya değil aynı zamanda bir erkeğin de sevgisi ve yoldaşlığına muhtaç olduğunu belirten Birkin, Gerald ile Blutbrüderschaft adı verilen sembolik ancak kutsal bir dostluk ve yakınlaşma içine girerek androjininin fiziksel düzlemden arındırılarak daha ruhsal boyutta ele alınmasına örnek oluşturur. Lawrence’ın bir yıldızın birbirine zıt duran uçları olmasına rağmen, birlik ve bütünlük oluşturduğu star-equilibrium adını verdiği yıldız dengesi, kişilerin benliklerini kaybetmelerine yol açabilecek bir kaynaşmadan ziyade, ayrı ama hür bireyler olarak da androjinide zıt güçlerin verdiği birlik ve mükemmel bütünlüğü simgeleyebileceği şeklinde yorumlanmıştır. Dolayısıyla bu çalışmanın amacı Birkin’in bilhassa biseksüellikle ilişkilendirilen görüşlerinin, androjini kavramı ile örtüşen yönlerini ortaya çıkararak karakterin androjini ruhuna uygun özgür, bütüncül hatta ideal insan modeline ulaşma çabasının cinsel bir kimlikten ziyade karakterin hayatına ışık tutabilecek bir rehber ya da ilke modeli olması fikrini tartışmaktır.
Androgyny is a phenomenon that goes back to ancient times found in the fields of art and literature. An examination of the history of androgyny reveals that it has been an inspiration for many artists, writers and thinkers from various fields and in different ages. First appearing in written form in Plato’s Symposium, androgyny presents a model that achieves a true sense of wholeness which points to an ideal formation of the human mind set free from restrictive boundaries as exemplified in D.H. Lawrence’s Women in Love, a literary representation of the concept. In Women in Love the concept of androgyny tends to represent an idea in progress as the protagonist Birkin is portrayed in such a manner that through his original and radically subversive viewpoints, the author attempts to draw an ideal, creative, whole human model. Birkin, a character considered to be based on Lawrence himself, and his homosexual tendencies are presented in accordance with androgyny, referencing the concept of the Uranian and their love of fine art. Birkin’s quest for an alternative in a man’s love and companionship in addition to his relationship with Ursula, and his proposal of Blutbrüderschaft, a symbolic pact, which implies a divine friendship, draws an analogy with androgyny’s strong emphasis on spirituality rather than a physical bond. Lawrence’s notion of starequilibrium which signifies the balance that stars constitute despite their polarized ends can be interpreted as individuals representing androgynous homogeneity as separate, free beings. Therefore, this study aims to discuss that Birkin’s outspoken views which are particularly associated with bisexuality are actually connected with androgyny and by revealing those connections, it is possible to say that Birkin’s strives to draw a free, whole, ideal human model which is in accordance with the real spirit of androgyny, puts sexual interpretations aside and focuses on the idea that it sheds light on life as a guide.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | January 1, 2015 |
Published in Issue | Year 2015 Volume: 55 Issue: 2 |
Ankara University Journal of the Faculty of Languages and History-Geography
This journal is licensed under the Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.