TBMM Hükümeti’nin Sakarya’da Yunanlılara karşı elde ettiği zafer sonrasında İngiltere, Küçük Asya’da (Asia Minor) barışı sağlamak adına bir takım girişimlerde bulunmuştur. Bu girişimlerin biri de 1922 Mart’ında Müttefik Devletler Dışişleri Bakanlarının Paris’te bir araya geldiği konferanstır. Şark’ta sulhun sağlanması için Yunanistan’dan kendi çıkarlarını Müttefiklerin ellerine bırakma sözü alan İngiliz Dışişleri Bakanı Lord Curzon; İngiltere’nin Boğazlar, Orta Doğu ve Hindistan üzerindeki çıkarlarını da düşünerek Müttefiklerin barış konusunda ortak bir karara varmalarına çalışmıştır. Böylece İngiltere; hem Boğazların kontrolünü sağlamak, Bolşevik Rusya’nın batıya ve güneye yayılma ihtimalini frenlemek, TBMM Hükümeti’nin Bolşeviklerle olan yakınlığının boyutunu öğrenmek hem de Hint-İslam kamuoyunun tepkisini yatıştırarak Orta ve Uzak Doğu’da yankılanan huzursuzluğu gidermek istemiştir. Barıştan yana tavrını gizlemeyen TBMM Hükümeti de Dışişleri Bakanını Avrupa başkentlerine göndererek temaslarda bulunmasını sağlamıştır. Ancak Paris Konferansı kararları önce mütareke sonra ateşkes üzerine planlandığından Mondros Mütarekesi tecrübesini yakın zamanda yaşamış bir millet nazarında bu kararlar şüpheyle karşılanmıştır. TBMM Hükümeti önce tahliye sonra sulh müzakereleri biçiminde niyetini ortaya koysa da karşılıklı notalar etrafında devam eden süreçte sulh hep söylemde kalmıştır. Bu çalışmada, İngiltere’nin dilinden düşürmediği Anadolu barışına dair tutumu; İngiltere Kabine Belgeleri, Avam Kamarası ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıtları üzerinden aktarılmaya çalışılmıştır.
-
-
-
After the victory of the TGNA Government against the Greeks in Sakarya, England made some attempts to establish peace in Asia Minor. One of these initiatives was the conference of Foreign Ministers of the Allied Powers met in Paris in March 1922. British Foreign Minister Lord Curzon, who obtained a promise from Greece to leave its own interests in the hands of the Allies in order to ensure peace in the Orient; Considering England's interests in the Straits, the Middle East and India, he worked for the Allies to reach a common decision on peace. Thereby England wanted to both ensure the control of the Straits, curb the possibility of Bolshevik Russia's expansion to the west and south, learn the extent of the closeness of the TGNA Government with the Bolsheviks, and calm the reaction of the Indo-Islamic public opinion and eliminate the unrest in the Middle and Far East. The TGNA Government, which did not hide its stance in favor of peace, sent the Minister of Foreign Affairs to European capitals to hold talks. However, since the decisions of the Paris Conference were planned on the basis of an armistice and then a ceasefire, these decisions were met with suspicion in the eyes of a nation that had recently experienced the Armistice of Mudros. Even though the Turkish Grand National Assembly (TGNA) has revealed its intention in the form of release and then peace negotiations, peace has always remained in the rhetoric during the ongoing process around mutual memorandums. In this study, England's attitude towards the Anatolian peace that it has kept harping on has been tried to be conveyed through the British Cabinet Documents, the House of Commons and the Turkish Grand National Assembly Minutes
Anatolian Peace; National Struggle; TGNA Government; Allied Powers; Thrace; Straits; İzmir Anatolian Peace National Struggle TGNA Government Allied Powers Thrace Straits İzmir
-
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Project Number | - |
Early Pub Date | June 22, 2022 |
Publication Date | June 25, 2022 |
Submission Date | September 2, 2021 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 62 Issue: 1 |
Ankara University Journal of the Faculty of Languages and History-Geography
This journal is licensed under the Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License.