Yapay zekâ, siyasal, sosyal ve ekonomik yapıları dönüştürerek siyasal iktidar ilişkilerini yeniden tanımlayan bir teknoloji olarak çağımızın önemli yeniliklerinden biridir. Veri egemenliği ve algoritmik iktidar mekanizmalarıyla yapay zekâ, devletlerin ve teknoloji şirketlerinin toplumsal süreçleri yönlendirme kapasitesini artırırken, bireylerin özerkliği, mahremiyeti ve demokratik hakları üzerinde hem fırsatlar hem de riskler oluşturmaktadır. Bu çalışma, yapay zekânın siyasal iktidar üzerindeki dönüştürücü etkisini, Foucault’nun bilgi-iktidar ilişkisi çerçevesinde analiz ederek dijital otoriteryanizm ile e-demokrasi arasındaki gerilimi incelemeyi amaçlamaktadır. Literatür taraması ve kavramsal analiz yöntemiyle ele alınan çalışmanın temel sorusu: Yapay zekânın sunduğu olanaklar ve riskler karşısında, geleceğin siyasal düzeninde dijital otoriteryanizm mi yoksa e-demokrasi mi egemen olacaktır? Yapılan analiz, yapay zekânın bu iki kutuplu gerilimde eş zamanlı olarak işlediğini ortaya koymaktadır. Otoriter rejimlerde, yapay zekâ destekli gözetim sistemleri bireylerin davranışlarını izleyip sınıflandırarak dijital otoriteryanizmi kurumsallaştırmakta ve algoritmik tahakküm biçimlerini pekiştirmektedir. Demokratik sistemlerde dahi, algoritmik önyargılı karar alma süreçleri, kamu söylemini manipüle etme kapasitesi ve veri tekelleşmesi gibi mekanizmalar, demokratik şeffaflığı ve toplumsal adaleti tehdit etmektedir. Öte yandan, şeffaf ve açıklanabilir yapay zekâ modelleri, katılımcı yönetişimi güçlendirme ve toplumsal eşitsizlikleri azaltma potansiyeli sunarak e-demokrasinin inşasına katkı sağlamaktadır. Sonuçta, yapay zekânın geleceğin siyasal düzenini şekillendirmesi, teknolojinin tasarımına, etik düzenlemelere ve siyasal tercihlere bağlıdır. Şeffaf, insan odaklı yapay zekâ sistemleri demokratikleşmeyi desteklerken, kapalı ve hesap vermeyen sistemler dijital otoriteryanizmi pekiştirmektedir.
Artificial intelligence is one of the significant innovations of our time, a technology that transforms political, social, and economic structures and redefines political power relations. With its data sovereignty and algorithmic power mechanisms, artificial intelligence increases the capacity of states and technology companies to direct social processes while also posing both opportunities and risks to individuals' autonomy, privacy, and democratic rights. This study aims to examine the tension between digital authoritarianism and e-democracy by analyzing the transformative impact of artificial intelligence on political power dynamics within the framework of Foucault's knowledge-power relationship. The study, which uses a literature review and conceptual analysis, addresses the fundamental question: In the face of the transformative power of artificial intelligence, will digital authoritarianism or e-democracy prevail in the political order of the future? The analysis reveals that AI operates simultaneously in this bipolar tension. In authoritarian regimes, AI-powered surveillance systems monitor and classify individuals' behavior, institutionalizing digital authoritarianism and reinforcing algorithmic forms of domination. Even in democratic systems, mechanisms such as algorithmically biased decision-making processes, the ability to manipulate public discourse, and data monopolization threaten democratic transparency and social justice. On the other hand, transparent and explainable AI models can contribute to the construction of e-democracy by offering the potential to strengthen participatory governance and reduce social inequalities. Ultimately, AI's ability to shape the future political order depends on the technology's design, ethical regulations, and political preferences. Transparent, human-centered AI systems support democratization, while closed and unaccountable systems reinforce digital authoritarianism.
Artificial Intelligence (AI) Political Power Digital Authoritarianism E-Democracy Algorithmic Power
| Primary Language | Turkish |
|---|---|
| Subjects | Political Science (Other) |
| Journal Section | Research Article |
| Authors | |
| Early Pub Date | November 25, 2025 |
| Publication Date | November 26, 2025 |
| Submission Date | June 11, 2025 |
| Acceptance Date | November 13, 2025 |
| Published in Issue | Year 2025 Volume: 15 Issue: 30 |
All works published in this journal are licensed under the Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International (CC BY-NC 4.0) License.