Pandemi edebiyatı yazarları “sonun” insan yaşamının birçok alanında önemli değişim dönemleri gösterdiği ve ilgili olanların yeni varoluş biçimlerinin yerini aldığı konusunda hemfikirdir. Böyle bir düşünce, kıyamet sonrası toplumların yeniden inşasına yol açmıştır. Bu nedenle, bazı edebi eserler, distopik bakış açıları yerine toplumun yeniden inşasının iyimser veya ütopik tarafına odaklanır. Bu bakış açısına uygun olarak Emily St. John Mandel'in Station Eleven (2014) romanı, okuyucuları, 20 yıllık bir aradan sonra yüksek umutlu toplumların yeniden inşasına dayanan, birçok yönü ile felaketi ve çöküşünü ortaya koyan yeni bir değişim biçimine götürüyor. Roman, kıyamet sonrası insanların başına neler gelebileceğini ve toplumlardaki yıkımın türünü gözler önüne seriyor. Bu nedenle, bu çalışma, Station Eleven salgın hastalık döneminde değişimi nasıl ele aldığını kanıtlamaya çalışıyor. Aynı zamanda, bir salgın hastalık romanında umut ve ütopya incelemesine de giriyor.
Writers on pandemic literature have concurred that “the end” has displayed the periods of significant changes in many aspects of human lives and that they have replaced new fashions of existence of the relevant ones. Such a mentality of thoughts has led to the reconstruction of societies after the apocalypse. Hence, some literary works focus on the optimistic or utopian side of the rebuilding instead of dystopian perspectives. In line with this perspective, Station Eleven (2014), by Emily St. John Mandel, takes readers into a new form of twist that puts forth catastrophe and its collapse with multiple aspects that rely on the reconstruction of the societies with high amount of hope after a 20 year of break. The novel displays what can happen to the people in post-apocalypse and the type of destruction in societies. So, this study tries to prove how Station Eleven handles the twist with the descriptions of the flu. It also gets into the examination of hope and utopia in a pandemic novel.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | January 31, 2022 |
Submission Date | December 27, 2021 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 2 Issue: 1 |