Yükseköğrenim sisteminin ve akademik kadroların oluşumu dünya ve Türkiye düzleminde siyasal politikalardan, toplumsal cinsiyet ve emek rejiminin etkilerinden muaf değildir. Çalışma yaşamının diğer alanlarında olduğu gibi yükseköğrenimdeki akademik ve yönetsel kadroların belirlenmesi, tayini, performans, ilerleme ve yükselme kriterlerinde açık ya da örtülü olarak toplumsal cinsiyet rejiminin ve atanmış rollerinin izlerini sürmek mümkün. Kadınların eğitime katılımı, eğitim-öğretim kurumlarındaki mesleki ve yönetsel pozisyonları açısından dikey hiyerarşi olarak adlandırılan ayrışma biçimi geçerliliğini koruyor. Tarihsel olarak irdelendiğinde, sayısal anlamda kadınların akademideki varlıkları olumlu bir seyir izlese de akademik ya da yönetsel kademelenmede kadınların temsili hala belirgin biçimde düşük. Buna paralel şekilde, alan ve disiplinlerin kadınlara ve erkeklere atanan toplumsal cinsiyet rolleri ve anlamları temelinde ayrıştığı yatay hiyerarşik bölünme de geçmişe göre çözülse de hala geçerliliğini sürdürüyor. Yükseköğrenim sistemi belirgin şekilde kadınların aleyhinde işleyen yatay ve dikey hiyerarşi mekanizmalarını içinde barındırıyor. Bu çalışmada resmi istatistiksel verilere ve Türkiye’deki üniversitelerde yapılan araştırmalara dayanarak kadın akademisyenlerin akademik ve yönetsel kadrolardaki dağılımı vakıf-kamu üniversitelerindeki durum, disiplinler arasındaki ve kentler arasındaki farklılıklar tartışılacaktır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Bölgesel Çalışmalar |
Bölüm | Araştırma Makalesi |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 30 Eylül 2023 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2023 Cilt: 21 Sayı: 83 |