İfade özgürlüğü her zaman güncelliğini koruyan ve giderek artan önemi ile gündemden düşmeyen özgürlüklerin başında gelmektedir. İfade ve örgüt kurma ve bunlara katılma özgürlüğü gibi eşitliği ima eden özgürlükçü değerler olmadan de mokrasi olmaz. Demokratik bir siyasal yaşamın yolu ise başta özgür ve açık bir kamuoyundan geçer. Günümüzde özgür ve açık kamuoyunu sağlamanın yollarından birisi de hiç kuşkusuz siyasal parti biçiminde örgütlenerek düşüncelerini bu yolla iktidara taşımaktan geçmektedir. Zira, günümüzde siyasal partiler hala geniş toplum kesimleri için siyasal katılmanın başta gelen araçlarından birisidir. Demokrasinin olmazsa olmaz kuramlarından olan siyasal partiler ifade özgürlüğü ile var olabilirler. Ancak, ifade özgürlüğü siyasal partiler için sınırsız bir özgürlük anlamına gelme mektedir. Evrensel ölçütlerde bunun sınırlan, şiddeti öngörmemek, suç sayılan ey lemleri teşvik etmemek ya da bunları bu anlamda bir siyasal araç olarak kullanma maktır. Bununla birlikte ifade özgürlüğüne ilişkin güvenceler ile iç hukuk mevzua tımız ve Türk Anayasa Mahkemesi içtihatlarının özellikle siyasal parti kapatma davalannda bir çatışma içinde olduğu da bir gerçektir. Anayasa Mahkemesi vermiş olduğu kararlarla daha çok siyasal partiler için ifade özgürlüğünün geçerlilik alanını daraltan bir içtihat sergilemiştir. Bu soruna çözüm getirmek amacıyla Anayasanın 90. maddesinde yapılan değişiklik çok önemli bir adımdır. Yapılan değişiklikle uluslararası sözleşme ve uluslararası mahkeme kararlarının iç hukuktaki yeri açıklı ğa kavuşturulmaya çalışılmıştır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2006 |
Submission Date | March 1, 2006 |
Published in Issue | Year 2006 Volume: X Issue: 1-2 |