Ariyet sözleşmesi hayırseverlik esasına dayanan bir hukuki işlemdir. Yardımlaşma toplum istikrarının temeli olduğu gibi, muhtaç olan kişiye yardım elini uzatmak da medenî bir davranıştır. Ariyet sözleşmesi, kütüphanelerden dışarıya ödünç kitap vermekten, komşular ve arkadaşlar arasında kısa süreli ihtiyaçları karşılamak amacıyla çeşitli malların ödünç verilmesine kadar sayılamayacak kadar çok alanda kullanılmıştır. Ariyet sözleşmesi ayrıca ileride inceleneceği üzere vakıf ve mirî arazi gibi temel hukukî kurumların mahiyetini anlama ve açıklamamızda bize yardımcı olan bir işlemdir. Bu makalede Hanefî mezhebinin ilk yazılı kaynaklarından olan Tahâvî’nin (öl. 321/933) Muhtasar isimli eserinden yola çıkılarak Serahsî (Öl. 483/1090), Kâsânî (öl. 587/1191) ve nihayet İbn Âbidin’de (Öl. 1252/1836) büyük oranda son bulan kazuistik metotla kaleme alınan fıkıh külliyatının incelenmesiyle, esasen bunların tedvininden ibaret olan Mecelle’de, ariyet sözleşmesinin nasıl düzenlendiği, hükümleri ve tarihsel süreç içinde hukukî değerlendirmeler arasında bir değişiklik olup olmadığı incelenmeye çalışılacaktır. Ayrıca bir mukayese imkanı sağlamak bakımından zaman zaman Türk Borçlar Kanunundaki ilgili hükümlere ve doktrin görüşlerine yer verilecektir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | June 1, 2003 |
Submission Date | March 1, 2003 |
Published in Issue | Year 2003 Volume: VII Issue: 1-2 |