İhbat ve tekfir, bütün kelam ekollerinin üzerinde hemfikir olduğu
konulardan birisidir. Her ne kadar teoride bir uzlaşı söz konusu olsa da bu
teorinin pratiğe ne şekilde aksedeceğinde ciddi bir ayrışma söz konusudur. Mu‘tezile ekolü, Mâturidî ve Eş‘arîler’in aksine ihbatın amelde
de gerçekleşeceğini vurgulayarak günahın iyilikleri sileceğini ileri sürmüştür.
Mâturidî ve Eş‘arîler ise ihbatın sadece
inançta gerçekleşeceğini söyleyerek ameli/eylem tekfîr ile
sınırlandırmışlardır. Onların düşüncesinde Kur’anî bağlamı gereği inkâr, imanı
düşürürken; iyilikler kötülükleri örter. Mu’tezile ise büyük günah anlayışının
etkisiyle iyiliklerin kötülükler nedeniyle düşeceğini aklî ve Kur’anî deliller
ile izah etmiştir. Fahreddin Râzî, Mu‘tezile’nin iki önemli siması Ebu Ali ve Ebu
Haşim el-Cübbâî’nin ihbat anlayışına ciddi eleştiriler yöneltmektedir. Esasında
o, Mu‘tezile’nin eylem değer
ilişkisinde durduğu yeri aklî ve naklî delillerle sorgulamaktadır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | May 31, 2018 |
Acceptance Date | May 2, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 2 Issue: 3 |