“Nâsıbe” terimi, İmâmî hadis külliyâtı, kelâm ve siyasî literatürüne ilişkin eserlerde kendileri dışındaki kişi, grup ve kitleleri tanımlamak için kullanılan en önemli terimlerden birisidir. İmâmî olmayan Müslümanlar için genelde “Ehl-i hilâf” tabiri kullanılmakla birlikte, İmâmiyye’nin kendisi dışındakileri tanımlamada kullandığı en incitici ve rencide edici terim ise “nâsıbe”dir. Başlangıçta İmâmiyye’nin öncüleri olarak kabul edilen ilk Şiîlere göre bu terim, Hz. Ali’nin Hz. Ebû Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Peygamber’in diğer ashâbına üstünlüğünü inkar ve onun hilâfet hakkını reddetmenin yanı sıra; Hz. Ali’den ve bütün Ehl-i Beyt’ten nefreti içermektedir. Bu bakımdan Nâsıbe’nin ilk mensuplarının içinde öne çıkan kitlenin, Hz. Ali’nin ordusundan ayrılan Hâricîler, hilâfeti zorla onun elinden alan Emevî yöneticileri ve onların yandaşları olduğu söylenmektedir. Çünkü o dönemde bugünkü anlamda Ehl-i Sünnet ve İmâmiyye gibi fırka ve mezhepler henüz ortaya çıkmamış olup, Hz. Ali ve onun soyundan gelenlerin Hz. Peygamber’in diğer ashâbına üstünlüğünü ileri süren birtakım marjinal gruplar bulunmaktaydı. İmâmiyye’nin müstakil bir mezhep olarak şekillenmeye başlayıp diğer Şiî fırkalardan ve özellikle ana bünyeden ayrışmaya başlamasından sonra, “nâsıbe” teriminin anlamı daha genişletilerek neredeyse onların imâmet anlayışına karşı çıkan herkesi içine almaya başladı. Böylece “nâsıbe” terimi Ehl-i hilâftan daha incitici ve dışlayıcı bir anlam ifade etmeye başladı. Bazi İmâmî alimleri nâsibî olmayan Eh-i hilâfın Allah indinde inançsız kabul edilseler bile, bu dünyada Müslüman olarak kabul edilmeyi hak ettiklerini düşündüler. Diğer taraftan İmâmiyye’nin çoğunluğu onların bu dünyada gerçek bir küfür (küfr-i vâkiî) içinde bulunduklarını ve bu dünyada da bu şekilde muâmele görmeleri gerektiğini kabul etti. Ehl-i hilâfla nâsibîlik arasında ayrım yapanlar da hepsinin necis olduğunu kabul etmekle birlikte; yine de onların ışığı (!) yakalayıp imâmet doktrinine inanacak duruma gelebilecekleri yolunda ümitlerini korumakta ve bu kitleyle ilişkilerini buna göre düzenlemektedirler.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | May 30, 2021 |
Acceptance Date | May 30, 2021 |
Published in Issue | Year 2021 Volume: 5 Issue: 1 |