Bu makale, V. S. Naipaul’un A Bend in the River (1979) adlı eserini Homi K. Bhabha, Frantz Fanon ve Gayatri Chakravorty Spivak’ın eleştirel perspektifleri ve kullandıkları terminolojiler ışığında incelemektedir. Postkolonyal Afrika’ya yönelik ihtilaflı bakış açısıyla tartışılan roman, bir yandan gerçekçiliğiyle övgü toplarken, öte yandan imparatorluk söylemine olan yakınlığı ve kolonyal pratiklere ilişkin vizyonu dolayısıyla eleştirilmiştir. Bu çalışma, Naipaul’un kışkırtıcı fikirlerini anlatı otoritesinin tekrarlama, kararsızlık ve parodiyi nasıl temsil ettiğini incelemek için taklit ve melezlik kavramları aracılığıyla çelişkilerin yeniden incelendiği bir platformda araştırmaktadır. Naipaul’un karakterleri, ‘ulusal bilincin tuzaklarında’ kaybolmuştur ve sömürgeci yabancılaşmanın acısını çekmektedir. Makale, A Bend in the River'ın epistemik şiddet, alt sınıfların ikilemi ve susturulmuş özneler aracılığıyla çökmekte olan bir ruh halini ve değişen kimlikler ile sömürge mirasının yükünü sorunsallaştırdığını savunmaktadır. Ayrıca makale, karakterlerin postkolonyal kırılganlık, kolonyal travma ve susturulmuş sesler hakkında betimleyici bir söylem yerine, bir umutsuzluk anlatısı yoluyla güven ve epistemik otorite peşinde olduklarını ortaya koymaktadır.
This study examines V. S. Naipaul’s A Bend in the River (1979) from a postcolonial perspective, using the terminologies raised by Homi K. Bhabha, Frantz Fanon, and Gayatri C. Spivak. Considering so far controversial view of the ambivalent postcolonial settings in Africa, the paper analyses Naipaul’s disappointed vision of colonial practice and its complicity in the dissemination of imperial discourse. The study extends Naipaul’s provoking ideas to a platform where contradictions are reexamined through the concepts of mimicry and hybridity to explore how narrative authority represents repetition, ambivalence and parody. Naipul’s characters are lost in the the ‘pitfalls of national consciousness’, and suffer from colonial alienation. The paper argues that A Bend in the River problematizes collapsing psyche, unraveling identity and the burden of colonial legacy through epistemic violence, subaltern conundrum and silenced mediums. The paper shows how the characters pursue reliable mediation and epistemic authority through a narrative of despair rather than a descriptive discourse of postcolonial fragility, colonial trauma, and silenced voices.
| Primary Language | English |
|---|---|
| Subjects | Literary Theory, Comparative and Transnational Literature |
| Journal Section | ARAŞTIRMA MAKALELERİ |
| Authors | |
| Publication Date | October 27, 2025 |
| Submission Date | June 14, 2025 |
| Acceptance Date | October 12, 2025 |
| Published in Issue | Year 2025 Volume: 9 Issue: 2 |
Journal of Literary Criticism is a refereed journal published in the scope of literature.