Fiyat istikrarının sağlanmasına yönelik Açık Enflasyon Hedeflemesi (EH) şeklindeki para politikası stratejisi açısından son derece önemli olan iki değişken faiz ve enflasyondur. Çünkü Açık EH’de geleneksel olarak nominal faiz oranları yükseltilerek enflasyon oranları hedeflenen değerlere düşürülmektedir. Ancak 2000’li yılların ortalarından itibaren Neo- Klasik ve Neo-Keynesyen görüşlere dayalı tartışmalar ve ülke uygulamaları sonucunda “Nominal faiz oranı ile enflasyon oranı arasında pozitif bir ilişki vardır ve ilişkinin yönü enflasyondan faize doğrudur.” cümlesi ile ifade bulan geleneksel Fisher Etkisi’nin geçerliliği tartışılmaya başlanmıştır. Bu çalışmanın temel amacı nominal faiz ile enflasyon arasında ilişki olup olmadığını, varsa ilişkinin yönünü, ilişkinin yönün faizden enflasyona doğru olduğunu ileri süren, Neo-Fisher Etkisi, bağlamında ekonometrik olarak incelemektir. Bu çalışmanın açık EH dönemi, veri seti ve analiz yöntemi açısından farklılaşarak, literatüre katkı sağlaması beklenmektedir. Bu amaçla Türkiye’de açık EH’nin uygulandığı 2006:01-2021:08 dönemi için devlet iç borçlanma senedi faiz oranı ve tüketici fiyatları indeksi değişkenlerine ait veriler kullanılmıştır. Çalışmada birim kök (Ng-Perron), çoklu yapısal kırılma (Bai-Perron) ve eş-bütünleşme (Johansen) testleri, Dinamik EKK regresyon tahmini ve VEC nedensellik analizi şeklindeki ekonometrik yöntemler kullanılmıştır. Analizler sonucunda değişkenlerin uzun dönemde birlikte hareket ettikleri ve nedenselliğin enflasyondan faize doğru olduğu tespit edilmiştir. Analizlerden elde edilen bulgulara göre Türkiye’de açık EH’nin uygulandığı dönemde Neo-Fisher Etkisi geçerli değildir. Bu bulgu, açık EH döneminde Türkiye’de enflasyon oranı yükseldikçe tasarruf sahiplerinin reel kazançlarını korumak için daha fazla faiz talebinde bulunduklarının göstergesi olarak kabul edilebilir. Analiz sonuçlarından hareketle, Türkiye’de kamu borçlarının reel değerini yükseltmek için enflasyonun aktif olarak kullanılmasının ve diğer temel makroekonomik göstergelerin dikkate alınmasının uygun olacağını söylemek mümkündür.
Interest and inflation rates are two critical variables concerning monetary policy strategies in the form of explicit Inflation Targeting (IT) to ensure price stability. Traditionally, nominal interest rates are raised, and inflation rates are reduced to explicit IT’s target values; however, through discussions on Neo-Classical and Neo-Keynesian views, the traditional Fisher Effect has come under scrutiny. This study econometrically examines the relationship and direction of flow between nominal interest and inflation. This study contributes to the literature by providing a unique view of the open IT period, data set, and analysis method, using data regarding interest rates on government domestic debt securities and consumer price index variables from January 2006 to August 2021, when Turkey applied the explicit IT. This study uses econometric methods, such as unit root (Ng–Perron), multiple structural breaks (Bai– Perron), and cointegration (Johansen) tests, Dynamic OLS regression estimation, and VEC causality analysis. The results indicate that the variables move together in the long run, with causality running from inflation to interest. According to the analysis results, the Neo-Fisher Effect is invalid when explicit IT is applied in Turkey. These findings indicate that savers demand more interest to protect their real earnings as the inflation rate increased in Turkey during the explicit IT period. Based on the analysis results, it would be appropriate to use inflation actively and consider other basic macroeconomic indicators to manage the real value of public debt in Turkey.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 29, 2022 |
Submission Date | February 10, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Issue: 37 |