Ülkemizde
şeker sanayinin kuruluşu cumhuriyetin ilk yıllarına dayanmaktadır. İlk kurulan
şeker fabrikaları, salt ekonomik kalkınma modeli olmasının çok ötesinde bir
nitelik sergilemiş ve topyekûn kalkınmanın öncü modellerini oluşturmuştur.
Cumhuriyetin kurulduğu yıllarda “iktisadi” olarak ifade edilen varlıklar
oldukça sınırlı iken kısa bir zaman dilimi içerisinde iktisadi gelişmelerle
ilgili düşünceler ve çalışmalar giderek yoğunlaşmaya başlamıştır. Bu yıllarda
hammadde bakımından ülkemizde bolca yetiştirilebilen potansiyel ürünlere ve bu
ürünleri işleyen endüstri kuruluşlarına öncelik verilerek kurulumları için
gerekli çalışma ve destekler başlatılmıştır. Özellikle üç beyazlar olarak adlandırılan
pamuk, un ve şeker üretimi için yoğun bir çalışma içerisine girilmiştir.
Kurulan ilk fabrikalardaki üretim sayesinde ülkenin bu alandaki dışa
bağımlılığı azaltılmış ve kendine yeter, ihtiyaçlarını kendi karşılar hale
getirilmeye başlanmıştır.
Eskişehir Şeker
Fabrikası, kurulduğu 1933 yılından günümüze kadar Eskişehir’in ekonomik ve
sosyal gelişiminde önemli bir rol oynamış, anlamlı bir katkı sağlamış ve ulusal
şeker ihtiyacını büyük ölçüde karşılamıştır. Sanayileşme, ülke ekonomisi
açısından lokomotif bir nitelik taşımaktadır. Şeker ve ona bağlı yan sanayiler
binlerce çalışana istihdam imkânı sağlamaktadır. Çalışmada Türkiye’deki şeker
üretiminin tarihsel boyutu ile toplumsal ve ekonomik yaşamı etkileme boyutları
ele alınmıştır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Kasım 2019 |
Gönderilme Tarihi | 15 Kasım 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 2 Sayı: 2 |