Şiir,
Devlet-i Aliyye’nin sosyokültürel yapısı ile hemhâl olmuş, toplumsal dokunun âdeta
nüvesine konuşlanmış bir sanat dalıdır. Ancak bu sanatsal meşgale aynı zamanda
bir meslek; her âdemin dünyada yaşamak için tuttuğu işlerden biridir. Öyle ki toplumun
her kesiminden birçok insan eğlenmek, eğlendirmek, paylaşmak, haber vermek,
uyarmak, tartışmak gibi nedenlerin yanı sıra geçinmek için de duygu ve
düşüncelerini nazma çekmiştir. Ayrıca Osmanlı insanının zihin dünyasında şairliğin
esasen Allah vergisi bir hüner olduğuna kanaat getirilmiş, sıkı bir gayret ve
disiplinle, yerleşik sanat kaidelerine uyularak ve büyük şairlerin eserleri olabildiğince
takip edilerek geliştirilebildiğine inanılmış ve bu itibarla ilm-i şiirin mahiyeti,
değer ölçütleri divan şairleri tarafından çok kere söze konu edilmiştir.
Diğer
taraftan klasik Türk şiiri metinlerinin sosyal hayatla olan güçlü bağının bir
yansıması olarak divan şairlerinin, günlük yaşamın en kesif ve işlek
mahallerinden biri olan iş dünyasına, çalışma hayatına ve daha özelde devlet
memurluğunun çeşitli görevlerine veya serbest meslek erbabının çarşı ve
pazardaki türlü yapıp etmelerine ilişkin gerçek veya mecaz düzlemde çok defa
atıfta bulunduğu, mesleki terminolojiden devamlılıkla istifade ettiği
görülmektedir.
Bu
çalışmada söz konusu mesleki göndermelerin gerçekleşme vesilelerinden biri olan
fahriye dizeleri üzerinde durulmuş; divan şairlerinin övünürken sözlerinin
tesirini artırmak üzere sıklıkla başvurdukları ifade bağlamlarından birinin ya genel
anlamda şairlik mesleği ya da kendi şairlik hünerleri ile başka meslekler
arasında türlü benzeşim yolları açmak olduğu ortaya konmaya çalışılmıştır.
Klasik Türk şiiri Osmanlı şairleri fahriye meslekler benzeşim
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | MAKALELER |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 28 Şubat 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019 Cilt: 2 Sayı: 1 |