Spinoza felsefesi feminist tartışmalar özgülünde Avustralyalı feminist düşünürler Genevieve Lloyd ve
Moira Gatens’ın çalışmalarıyla birlikte yeniden ilgi toplamış, güncel cinsel fark feministleri Rosi
Braidotti ve Elizabeth Grosz gibi düşünürlerin Deleuzecü-Spinozist bir teorik hattı takip etmesiyle
çağdaş feminist felsefe için önemli bir uğrak olagelmiştir. İlk Spinozacı feminist tartışmalar cinsel
fark feminizminin sorunsalları etrafında şekillenmiş; Spinoza, cinsiyet/toplumsal cinsiyet ayrımı
tartışmaları, ana akım Batı felsefesi geleneğine, sözde nötralizasyon, zihin-beden ve doğa-kültür
ayrımı, bedenin ve duyguların değersizleştirilmesi gibi başlıklar altında yapılan eleştiriler göz
önünde bulundurularak ittifak kurulabilecek bir filozof olarak düşünülmüştür. Bu geleneğe, Elizabeth
Grosz’un tanınma/temsil siyasetlerine karşıt olarak teklif etmiş olduğu “algılanamazlık siyaseti”
bağlamında dâhil olan Hasana Sharp, çağdaş feminist felsefeye yeni bir soluk kazandırmıştır. Sharp
bu tartışmanın sınırlarını Spinoza’nın natüralizmini ve insanmerkezciliği eleştiren fikirlerini merkeze
alarak genişletir. Algılanamazlık siyaseti, tanınma/temsil siyasetinin varsaydığı hukuki özne modeli
yerine bedenin duygulanımlarını, kapasitelerini, kudretlerini gözeten bir siyasi proje olarak cinsel
fark feminizminin felsefi konumuyla ortaklaşır. Bu açıdan makale öncelikle Grosz’un projesini
ardından Sharp’ın bu projeye olan katkısını sözü geçen ortaklığı göz önünde bulundurarak
incelemeyi hedefliyor.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Kadın Araştırmaları |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 10 Haziran 2021 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2021 Cilt: 13 Sayı: 1 |