Şairane Gerçekçilik akımı, 1930’lara doğru Fransa’da ortaya çıkan; şiirsellik ile gerçekçiliği birbirine yakınlaştıran; filmlerinde karamsarlık, umutsuzluk, çaresizlik, hüzün, intihar, sefalet gibi konuları işleyen bir döneme karşılık gelmektedir. Her ne kadar Marcel Carné ve Sisler Rıhtımı filmiyle özdeşleşmiş olsa da akımın ortaya çıkmasında Jean Vigo, Marcel L’Herbier ve Julien Duvivier gibi yönetmenlerin büyük etkisi vardır. Şairane Gerçekçi filmler üretilmelerinin ardından uzun bir zaman geçmesine karşılık etkilerini günümüze değin sürdürmüştür.
Fransız filozof Gilles Deleuze, bir yönetmenin niteliğini belirleyen şeyin imgelerle düşünmesi olduğunu belirtmiştir. Şairane Gerçekçi yönetmenlerin oluşturdukları imgeler onların günümüze değin süren etkilerinin temel nedeni olarak değerlendirilebilir. Emin Alper tarafından yazılan ve yönetilen 2019 yapımı Kız Kardeşler filmi de Şairane Gerçekçi etkilerin görünümlerini içerisinde barındırmaktadır. Film; konusu ve mekan seçimleri, karakterler ve atmosferin yaratımı konularında Şairane Gerçekçi izlerle bezeli bir yapı ortaya koymaktadır. Dolayısıyla bu çalışma, Kız Kardeşler filminin Şairane Gerçekçilik akımının genel kalıplarını takip ettiği ön varsayımından hareket etmektedir. Bu varsayımdan hareketle çalışma iki temel aşamada gerçekleştirilmiştir. Öncelikle, çalışmada, Alper’in filminde Şairane Gerçekçilik akımının izleri sürülmüştür ve bu izlerin filmdeki görünümleri akımın içerisinde yer alan önemli filmlerden örneklerle ortaya koyulmuştur. Ardından, bu görünümlerin yarattığı imgeler Deleuzeyen bir sorgulamaya tabi tutulmuştur. Betimsel analiz yönteminin kullanıldığı, karşılaştırmalı imge analizlerini içeren bu çalışma Deleuze ve kavramlarının Türkiye sinema araştırmalarında kullanılabilirliği açısından önem arz etmektedir.
The Poetic Realism movement emerged in France at the turn of the 1930s. The films in this movement bring poetry and realism closer together; It deals with topics such as pessimism, hopelessness, despair, sadness, suicide, and misery. Although the movement is identified with Marcel Carné’s Port of Shadows, directors such as Jean Vigo, Marcel L’Herbier and Julien Duvivier had a great influence on the emergence of the movement. Although a long time has passed after the production of Poetic Realistic films, their effects have continued until today.
The French philosopher Gilles Deleuze claimed that what makes a director qualified is that director’s thinking with images. The images created by Poetic Realist directors can be considered as the main reason for the effect they leave. The 2019 film A Tale of Three Sisters, written and directed by Emin Alper, also contains traces of Poetic Realism. The film contains Poetic Realistic traces in terms of the subject it deals with and the chosen places, characters and the creation of the atmosphere. Therefore, this study is based on the assumption that the film A Tale of Three Sisters follows the general patterns of the poetic realism movement. Based on this assumption, the study was carried out in two main stages. In the study, firstly, the effects of the Poetic Realism movement in Alper’s film were investigated and the appearance of these effects in the film was revealed with examples from the films included in the movement. Then, the images created by these appearances were subjected to a Deleuzian questioning. In this study, descriptive analysis method was used and it includes comparative image analysis. The study is important in terms of the usability of Deleuze and his concepts in Turkish cinema research.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Radio-Television |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 29, 2022 |
Submission Date | July 23, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 2 Issue: 2 |
Submission of articles to the journal is always open.