Objective: The aim was to evaluate the typhoid fever cases in which S. typhi was isolated in blood cultures with respect to treatment using clinical and laboratory findings. Material and Method: Patients hospitalized with the pre-diagnosis of typhoid fever and positive blood cultures were included in the study. Conventional microbiological methods and VITEK 2 automated system were used in the identification of S. typhi. Results: Of the cases, 5 were female (71.4%), 2 were male (28.6%) with mean age of 32.57±11.54 (age range: 14-48). One case had received an antibiotic before being diagnosed prior to hospitalization. S. typhi was isolated in blood cultures of all cases. The most common complaints on admission were fever, weakness, headache, loss of appetite, abdominal pain and diarrhea. Physical examination of cases revealed, in decreasing order of frequency, fever, hepatomegaly, splenomegaly, coated tongue, relative bradycardia and roseola. Increased erythrocyte sedimentation rates were found in 85.7% of the cases, increased C-reactive protein levels in 71.4%, increased AST and ALT levels in 57.2%, anemia in 42.8%, thrombocytopenia in 42.8% and leucopenia in 28.5%. 10-day therapy with ciprofloxacin in 5 cases (71.4%) and ceftriaxone in 2 cases (28.6%) were used. All cases were discharged with cure. Mesenteric lymphadenitis was found in one case (14.3%). Conclusion: Typhoid fever is an endemic infective disease in our country which should be considered in every patient with fever and is transmitted through feces. In patients with pre-diagnosis of typhoid fever, blood cultures should be obtained before initiation of antibiotic therapy.
Amaç: Kan kültürlerinde S. typhi izole edilen tifo olgularının klinik ve laboratuvar bulguları ile tedavi yönünden değerlendirilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Tifo ön tanısı ile yatırılan ve kan kültürleri pozitif olan hastalar çalışmaya alındı. S. typhi'nin identifikasyonunda konvansiyonel mikrobiyolojik yöntemler ve VITEK 2 otomatize sistem kullanıldı. Bulgular: Olguların 5'i kadın (%71.4), 2'si erkek (%28.6) olup yaş ortalaması 32.57±11.54 (yaş aralığı 14-48) idi. Bir olgu hastaneye yatış öncesi tanı konmadan antibiyotik almış idi. Bütün olguların kan kültürlerinde S. typhi izole edildi. Başvuru yakınmaları en sık ateş, halsizlik, baş ağrısı, iştahsızlık, karın ağrısı ve ishal idi. Olguların fizik muayenesinde sıklık sırasına göre azalan sırayla; ateş, hepatomegali, splenomegali, paslı dil, rölatif bradikardi ve roseol saptandı. Vakaların %85.7'sinde eritrosit sedimantasyon hızı yüksekliği, %71.4'ünde C-reaktif protein yüksekliği, %57.2'sinde AST ve ALT yüksekliği, %42.8'inde anemi, %42.8'inde trombositopeni ve %28.5'inde lökopeni saptandı. 5 olguda (%71.4) siprofloksasin, 2 olguda (%28.6) seftriakson tedavisi 10 gün süreyle kullanıldı. Tüm olgular şifa ile taburcu edildi. Bir olguda (%14.3) mezenterik lenfadenit saptandı. Sonuç: Tifo, ateşi olan her hastada düşünülmesi gereken, fekal-oral yolla bulaşan, ülkemiz açısından endemik bir enfeksiyon hastalığıdır. Tifo ön tanılı hastalarda kan kültürleri özellikle antibiyotik tedavisi başlanmadan önce alınmalıdır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | July 29, 2014 |
Published in Issue | Year 2014 Volume: 19 Issue: 1 |