Modernizm; Rönesans, Reform ve Aydınlanma felsefesinden kaynaklanmış ve muhakeme, akılcılık ve bilimi temel almıştır. Modernizme göre, insanlık akıl ve bilimsel bilgi ile “tek gerçek”e ulaşabilecektir. Buna karşılık postmodernizm; modernizmin insanı, dünyayı ve hayatı basitleştirmesini ve ussallaştırmasını eleştirmektedir. Postmodern düşünürler modernizme yönelik getirdikleri eleştirilerden yola çıkarak postmodernizme ve postmodern sürece farklı anlamlar yüklemektedirler. Bazıları modernizmle postmodernizm arasındaki kesin sınırlardan bahsederken, bazıları da kesin sınırlar yerine bir devamlılıktan bahsetmektedir. Lyotard büyük anlatılar üzerine vurgu yaparken, Baudrillard modernizm sonrası süreci metaforlarla açıklamaya çalışmıştır. Foucault ise iktidar konusu üzerinde durmuştur. Bu çalışmada postmodernizmi anlamak adına; Lyotard, Foucault ve Baudrillard’ın postmodernizmle ilgili düşüncelerine yer verilecektir
Modernism was grown out of the Renaissance, the Reform and Enlightenment philosophy and built its argument on reasoning, rationalism and science. According to modernism, humanity can reach “one real” by using reasoning and ampirical data. Nonetheless postmodernism criticized simplification and rationalization of human, world and life. Postmodern philosophers’ different interpretations on modernism are affected from their criticism which they directed towards modernism. Some of them emphasize on a definite boundaries between modernism and postmodernism, others emphasize on a process between them, instead of certain boundaries. When Lyotard points on grand narratives, Baudrillard tries to explain post modern process by using metafors. Foucault dealt with power.This article aims to give an analysis of postmodernist views of Lyotard, Foucault and Baudrillard
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | September 1, 2011 |
Published in Issue | Year 2011 Issue: 559 |