Peyami Safa’nın Matmazel Noraliya’nın Koltuğu adlı romanı, başkahramanının içsel/ psişik dönüşümü üzerine kurulmuştur. Bu dönüşüme psikanalizin verileriyle bakıldığında başkahramanın içsel/ psişik dönüşümü metafiziğe değil, simgesel alandan imgesel alana, erilden dişile, kültürden doğaya, dolayımlı algıdan dolayımsız algıya, nesnelden öznele bilinçten-bilinçdışına yöneliktir. Böylesine bir değişimin nedeni başkahramanın, Fransız psikiyatr Jacques Lacan’ın psikanaliz kuramında işaret ettiği gibi İmgesel alandan Simgesel alana geçerken özdeşleşecek bir baba bulamamasıdır. Sigmund Freud’un ortaya koyduğu gibi modern öncesi toplumlar için totem sembolleriyle yasanın temsilcisidir. Özdeşime girilecek olan ego-idealini temsil eder. Topluma ait simgelerle çocuğa aktarılan ise tabu olarak konumlanır. Bu her iki güç de özneyi, simgesel/ toplumsal alana iter. Jacques Lacan’a göre modern toplumlar totemi yok ettiğinden yüceltici/ego ideali ile bastırma/ süperego aynı kişi/ baba üzerinde toplanır. Baba bu çifte rol için yetersiz kalır. Babanın idealize edilmesinde bir problemin ortaya çıkması öznenin simgesel/ toplumsal alana geçememesiyle sonuçlanır. Matmazel Noraliya’nın Koltuğu romanının başkahramanı da yüceltme ve bastırmayı babada birleştirir. Fakat yine de babayla özdeşleşmez. Babayı yüceltici/ ego-ideali olarak değil de cezalandırıcı süperego olarak içselleştirmiştir. Bu durum babayla özdeşleşmeyi ketlemiş, romanın başkahramanı simgesel/ toplumsal alana problemli geçmiştir. Simgesel alanın yasa ve yasaklarıyla problem yaşayan romanın başkahramanı, gerilimi azaltmak için her özne gibi çocukluğunda bir dönem yaşadığı imgesel alana dönmeyi tercih etmiştir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | June 30, 2015 |
Published in Issue | Year 2015 Issue: 16 |
Açık Erişim Politikası