henüz oturmamış olan edisyon kritik kuralları, Mehmed Çavuşoğlu’nun neşirlerinde artık yerli yerine oturmuş oluyordu. Bugün, artık Divan edebiyatı uzmanları Çavuşoğlu’nun yaptığı şekilde divan edisyonu yapmaktadırlar. Bu bakımdan Çavuşoğlu’nun bir açıdan büyüklüğü bu divan edisyonu meselesini halletmesi ve hem de pek çok divan ve metinler ile Yahya Bey mesnevisini neşretmesinden gelir. Tabii Hoca’nın kaybı çok zamansız, bunda söyleyecek hiç bir şeyimiz yok ama, öyle zamansız vefat etti ki bugün dijital çağ dediğimiz bilgisayar kullanımı döneminin tam başındaydık, 1987’li yıllarda herkes bilgisayar edinmeye başlıyordu ki, Hoca, Fullbright bursuyla, daha sonra benim doktora için bulunacağım Washington Üniversitesi’nde divanların bilgisayarla analizi için bir çalışma yapmaya gitti. Bu konuda Prof. Walter G. Andrews’la harika projeleri vardı. Nitekim, 87 yılından sonra 90-95’li yıllarda hepimiz bilgisayarı öğreniverdik. Hepimizin ofisine ve evine bilgisayar girmeye başladı. Artık daktilo çağı bitip bilgisayar çağı başlamıştı. İşte Çavuşoğlu bu dijital çağın en başında hayatını kaybetti. Eğer ölmemiş olsaydı eski kültürü çok iyi bilen bir bilim adamı bu dijital çağ ile ilgili neleri kullanmamız gerektiği konusunda bize yol gösterecekti. Ne kadar büyük bir kayıp. Şimdi tabi divanları yayınlamakla da iş bitmiyor. Her zaman anlatılan bir hikayedir. Hz. Peygamber ile Ebu Cehl arasındaki mücadele malum. Ebu Cehl’e demişler ki “Yahu binlerce insan ölüyor, bu kavga ne diye; kelime-i şahadet getireceksin, yani bir cümle söyleyeceksin ve bu kavga bitecek, söyle de bitsin.“ Ebu Cehl ise: “onu söylemeyle iş bitecek olsa hemen söylerim, ama onu söyleyince ardından namaz gelecek, oruç gelecek, zekât gelecek, hac gelecek” demiş. İşte Divan edebiyatında da divanları yayınlamakla iş bitse o zaman iş kolaydı, ama Divan şiiri metinlerinde büyük bir anlam çoğulluğu var, işte o anlamları görebilmek için de bu metinlerin tahlil edilmesi, yorumlanması lazım. Çavuşoğlu Hoca yine Ali Nihad Tarlan’dan -ki Ali Nihad Tarlan’ın Şeyhi Divanı’nı Tetkik başlıklı bir tahlil çalışması vardı - aldığı metotla Necati Bey Divanı’nın tahlili konusunda bir Doktora tezi yaptı, Hoca’dan sonra pek çok bilim adamı da bu yolda devam etti. Bu tahliller sayesinde biz metinlerdeki kelimelerin anlamlarını, çoğul anlamlarını, birbirleriyle olan ilişkilerini vs. öğrenmeye başladık. Klasik metin tahlili dediğimiz alanın biliyoruz ki Ali Nihad Tarlan, Ferit Kam’dan Çavuşoğlu’na devam eden bir silsile mevcuttur. Mehmed Çavuşoğlu bu klasik metin tahlilininin belki de son halkasıdır. Bu şerh tarzı bugünkü anlamda çok teorik değildir ve biraz hermenoutik (yorumsamacı) yaklaşıma benzer yani metne yaklaşan bilim adamının dağarcığıyla, onun metinler dünyasına nüfuzuyla doğru alakalıdır. Metni yorumlayanın hafızasındaki kelime ve anlam dağarcığı büyük bir etkendir, metni yorumlamada
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | March 1, 2011 |
Published in Issue | Year 2011 Volume: 1 Issue: 8 |
Açık Erişim Politikası