Jedidizm, known as the enlightenment movement in Turkestan in the beginning of twentieth century was unfortunately tried to be silenced due to October Revolution in Russia. The idea of the innovation was survived against ‘‘Civilizing’’ Efforts by opposing Russians, by Province governors-Christian missioners during czarism; against ‘‘freedom by communism’’ policies by commissaries-societies and by atheist rhetoric as for socialism era; sometimes directly sometimes by means of metaphors through literature. As it is possible to follow the traces of the policies ‘Civilizing’ or ‘‘Freeing’’, it is also possible to see the traces of jedidizm in literature especially in poetry, such as in the socialist and nationalist literature of 1910-1938 and in the New Era Uzbek poetry between 1960 and 1986, except the Silence Period. Traces of jedidizm perception are frequently encountered in the poems of Abdulla Oripov whose first publication was in late 1950’s. To create and keep alive the name and ideal of Uzbek, the poet has turned to distant past. While Oripov was emphasizing that homeland is an asset to die for, he has frequently emphasized that Uzbekistan is the homeland. Writer of the national anthem of Uzbekistan, the poet has a significant place in Uzbek literature with his religious-philosophic, historical
20. asır başlarında Türkistan coğrafyasında yaşanan aydınlanma hareketi olarak bilinen ceditçilik maalesef Rusya’daki Ekim İhtilali nedeniyle susturulmaya çalışılmıştır. İçten gelen yenileşme fikri mukabil Ruslar, Çarlık döneminde genel valiler- Hıristiyan misyonerler ile ‚Medenîleştirme‛ ( ) çalışılmaları sosyalist dönemde ise komiserler - dernekler ve ateist söylemlerle ‚komünizm yoluyla hürleştirme‛ politikası karşısında kimi zaman açıktan kimi zaman metaforlar yoluyla edebi eserler aracılığıyla yaşatılmıştır. Edebi eserlerde gerek ‚medenileştirme‛ gerekse ‚hürleştirme‛ siyasetinin izlerini takip etmek mümkün olduğu gibi ceditçiliğin izlerini de edebi eserlerde özellikle şiirlerde, 1910–1938 yıllarındaki toplumcu ve milliyetçi çizgideki eserlerde olduğu gibi 1938–1960 yılları Suskunluk Dönemi hariç 1960–1986 arası Yeni Dönem Özbek şiirinde de görmek mümkündür. İlk şiirleri 1950’lerin sonlarında yayınlanan Abdulla Oripov’un şiirlerinde de ceditçilik anlayışını izlerine sık sık rastlanır. Özbek adı ve idealini yaratmaya, yaşatmaya gayret eden şair bunu gerçekleştirebilmek için uzak geçmiş tarihe yönelmiştir. Oripov bir yandan vatanın, uğruna canlar verilen bir değer olduğunu vurgularken diğer yandan da sık sık vatan olarak Özbekistan’ı vurgulamıştır. Özbekistan milli marşını da yazan şair dini-felsefî temele dayalı sosyolojik, psikolojik, tarihsel çözümlemeler yaptığı eserleriyle Özbek edebiyatında önemli bir yere sahiptir
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | September 1, 2013 |
Published in Issue | Year 2013 Volume: 1 Issue: 13 |
Açık Erişim Politikası