“National self-determination” is generally accepted as a positive principle whereas
the right to secession is a negative concept associated with chaos, instability and
destructiveness. The consensual right to secede is not problematic. The real problem
is the secession of a group that is never subject to injustices and is not given consent
to secede. The global taboo against the cases of unilateral secession stood until the
post-Cold War era; the principle of territorial integrity was recognised as superior.
Except for colonialism, self-determination that is not accepted the right to
independence is approved the autonomy application in a existing state. In the postCold
War era, unilateral secessions has generally occurred in newly independent
states. Also in Europe, independence slogans are increasing day by day. The
Catalan, the Scottish and the Flemish nationalisms are shaped by three related
factors: Identity, Autonomy and Economy. Except for Kosovo in 2008 and South
Sudan in 2011, none of the separatist unit were recognized as a state by now.
Though the traditional opinions about the separation that fashes the concepts as the
end of the Cold War, sovereignty and territorial integrity, the radical opinion of the
traditional opinions about the separation can not be changed. Conflicts targeting
self-determination and secession are generally among the most perpetual and
destructive conflicts. There exists another choice apart from the choices of ultimate
victory and the prolonged conflict. This is the choice of negotiation.
Secession Self-determination Recognition Territorial Integrity Autonomy Federalism.
“Ulusal self determinasyon” genellikle pozitif bir ilke olarak kabul edilirken; ayrılma hakkı kaos, istikrarsızlık ve yıkıcılıkla ilişkilendirilen negatif bir kavramdır. Aslında rızaya dayalı ayrılma hakkı problematik değildir. Asıl sorun, hiçbir haksızlığa uğramayan ve ayrılmasına rıza gösterilmeyen bir grubun ayrılmasıdır. Soğuk Savaş sonrası döneme kadar tek yanlı ayrılma olaylarına karşı küresel tabu devam etmiş ve toprak bütünlüğü ilkesine üstünlük tanınmıştır. Sömürgecilik dışı durumlarda self determinasyon bir bağımsızlık hakkı olarak değil, daha ziyade mevcut bir devletin içinde özerklik uygulaması olarak görülmüştür. Soğuk Savaş sonrası dönemde tek yanlı ayrılmalar farklı bağımsız devletlerde meydana gelmektedir. Avrupa’da da bağımsızlık sloganları yükselmektedir. Katalan, İskoç ve Flaman milliyetçiliği birbiriyle ilintili üç faktör tarafından şekillenmektedir: Kimlik, Otonomi ve Ekonomi. 2008’de Kosova ve 2011’de Güney Sudan’ın devlet olarak tanınması dışında söz konusu ayrılıkçı birimlerin hiçbirisi şimdiye kadar devlet olarak tanınmamıştır. Soğuk Savaş’ın sona ermesi, egemenlik ve ülkesel bütünlük kavramlarına zorluklar çıkarmakla birlikte fiiliyatta ayrılma konusundaki geleneksel görüşleri kökten değiştirmemiştir. Self determinasyon ve ayrılma amaçlı çatışmalar en sürekli ve yıkıcı çatışma şekilleri arasındadır. Bu çatışmaları önlemede kesin bir zafer ve uzamış çatışmalar dışında bir başka seçenek vardır. Bu “müzakere” seçeneğidir.
Ayrılma Kendi Kaderini Tayin Tanıma Toprak bütünlüğü Otonomi Federalizm.
Diğer ID | JA84HK93TR |
---|---|
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Aralık 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 18 Sayı: 3 |