Abstract
Abstract
Sanayileşme süreci ile küresel bir nitelik kazanmaya başlayan çevre sorunlarının çözümü için yapılan çalışmalar istenen düzeyde sonuçlar vermemiştir. Bugüne kadar çevre kirliliğini önleme çalışmalarına rağmen, sorunların azalması bir yana, iklim değişikliği, ozon tabakasının zarar görmesi gibi nedenlerden dolayı çevre kirliliği yeryüzündeki canlı yaşamı tehdit eder boyuta ulaşmıştır. Çevre sorunlarının, çözülmesi gereken en önemli gündem maddelerinden biri olması karşısında, mevcut ekolojik, toplumsal ve ekonomik anlayışa karşı alternatif arayışlar hızlanmıştır. Bu arayışlar çerçevesinde 1980’li yıllardan beri öne çıkan ve güncelliğini sürekli koruyan en önemli kavramlardan biri, kuşkusuz sürdürülebilir kalkınmadır. Sürdürülebilir Kalkınma kavramı kapitalist üretim sisteminin çevresel sorunlara karşı sunduğu bir reçete olarak kabul edilmekle birlikte, çok geç hayata geçirilebilmiştir. Üstelik gelişmekte olan ülkelerin de ekonomik kaygılar nedeniyle sürekli ileri bir tarihe erteledikleri bilinmektedir. Sürdürülebilir kalkınma ile birlikte ülkeler ilk kez çevrenin korunması konusunu, ekonomik alan yanında sosyal ve siyasal alanı da katarak geniş bir boyutta ele almaya başlamıştır. Her ne kadar gelişmiş ülkelerde ÇED benzeri yapılar öteden beri uygulansa bile, bugünkü anlamda çok yönlü bir çevresel etki değerlendirmesi yapılmamıştır. Bu çalışmada sürdürülebilir kalkınmanın toplumsal, kültürel ve ekonomik açıdan öngördüğü değişimler incelenmektedir.
Details
| Other ID | JA99GV77MR |
|---|---|
| Journal Section | Articles |
| Authors | |
| Publication Date | December 1, 2006 |
| Published in Issue | Year 2006 Volume: 8 Issue: 2 |