Ermeni bir rahip ve tarihçi olan Aristakes Selçukluların Anadolu’ya düzenlediği akınların bizzat şahidi olmuştur. Bu bakımdan Tarih adlı eseri dönemin Ermeni kaynaklarının sıralamasında ön sırada yer almaktadır. Bu eser, Selçukluların Bizans İmparatorluğu’na karşı başlattığı mücadeleyi ele alırken diğer yandan Ermeniler ile Müslüman Türklerin karşılaşmasına dair çok değerli bilgiler sunmaktadır. Aristakes’in anlatısına bakılırsa iki topluluk arasındaki ilk temaslar pek de hoş hatıralar bırakmamıştır. Nitekim Ermeniler on birinci yüzyıl Anadolusu’nda yaşanan Selçuklu Bizans mücadelesinin hem tarafı hem de şahidi konumundadırlar. Diğer yandan Aristakes’in bir din adamı olması olayları dinsel bir yorumla anlatmasına ve yaşananları Tanrı’nın iradesine bağlamasına yol açmıştır. Bununla birlikte eserdeki şiirsel dil ve canlı tasvirler kaleminin güçlü olduğunu göstermektedir.
Aristakes, Malazgirt Savaşı’ndan bahis açtığı bölümde belki taraf olduğundan belki de Diogenes’in kibirli tavrına olan tepkisinden olsa gerek savaşın tasvirindense imparatora duyduğu hisleri anlatısına yansıtmayı tercih etmiştir. Aristakes Alparslan’ı kurnaz ve korkak olarak tanımlarken Diogenes’i ise aceleci ve günahkâr görmektedir. Malum olduğu üzere Bizans ordusunda yer alan, Aristakes’in tanrıtanımaz olarak nitelediği, bir grubun Selçuklu ordusu saflarına geçmesi savaşın seyrini değiştirmiştir. Aristakes, yaşananlardan habersiz olan Diogenes’in ilkin bu olaydan Ermenileri sorumlu tuttuğunu belirtse de sonrasında bu askerlerin azmini görünce tavrını değiştirdiği ifade etmektedir. Aristakes mağlubiyetten kendi halkının sorumlu tutulmaması için de böyle bir anlatı içerisine girmiş olabilir. Dönemin kroniklerinin teolojik yönü burada da kendini göstermiş ve Aristakes Tanrı’nın, uygunsuz davranışlarından ötürü kendilerini terk ettiğini dile getirmiştir. Aristakes Tanrı’nın yine de merhametini göstererek Selçukluların Diogenes’i serbest bırakmalarını sağladığını ancak bu sefer de kendi halkı tarafından cezalandırıldığını söylemektedir. Bu olaydan sonra ilahi adaletin bozulduğunu, prenslerin ülkeyi talan ettiğini bunun üzerine de Tanrı’nın Bizans imparatorluğu üzerinden elini çektiğini ileri sürmüştür. Nihayetinde yaşananlardan dolayı pek çok düşmanın Hıristiyanlığı ortadan kaldırmak üzere ülkelerini istila ettiğini ve halkının perişan olduğunu anlatmaktadır. Aristakes tüm yaşananlara rağmen Alparslan’ın gösterdiği onurlu duruşu da görmezden gelmemiş ve taraf tutmaksızın onun da hakkını vermiştir.
Döneminin müşahidi olsa da Aristakes olaylara geniş bir zaman diliminden bakma olanağından yoksundur. Bundan dolayı Selçuklu akınlarını etraflı bir biçimde çözümleme çabası içerisinde değildir. Selçuklular özellikle Çağrı Bey’in akınları sonrasında bir yurt arayışı içerisinde kendilerini Anadolu topraklarında bulmuşlardır. Bizans ya da Ermenilere karşı hususi bir husumet ya da yağma faaliyeti içerisinde değildirler. Zira ilerleyen süreçteki gelişmeler bunu açıkça ortaya koymaktadır. Aristakes anlatısına inanç dünyasını da katarak baktığından dinî vurguların ağır bastığı bir metin ortaya koyarak döneminin karakteristik yazınına iyi bir örnek bırakmıştır. Bu çalışma ile Yakın Doğu Orta Çağı’nın en önemli olaylarından biri olan Malazgirt Savaşı’nı
Aristakes, an Armenian priest and historian, was a personal witness of the Seljuk raids to Anatolia. In this respect, his work entitled the “History” is at the forefront of the Armenian sources of the period. While this work deals with the Seljuks' struggle against the Byzantine Empire, it also provides valuable information about the encounter between Armenians and Muslim Turks. According to Aristakes' account, the first contacts between the two communities did not leave pleasant memories. Indeed, Armenians were both parties to and witnesses of the Seljuk-Byzantine struggle in eleventh-century Anatolia. On the other hand, the fact that Aristakes was a clergyman led him to narrate the events with a religious interpretation and to attribute the events to the will of God. However, the poetic language and vivid descriptions in the work show that his style was quite influential.
In the chapter where he mentions the Battle of Malazgirt, Aristakes, perhaps out of partiality or perhaps because of his reaction to Diogenes' arrogant behaviour, prefers to reflect his feelings towards the emperor rather than the description of the battle. While Aristakes describes Alparslan as cunning and cowardly, he sees Diogenes as rash and sinful. As is well known, the course of the war was changed when a group of Byzantine army members, whom Aristakes characterises as godless, crossed over to the Seljuk army. Aristakes states that Diogenes, who was unaware of what had happened, initially blamed the Armenians for this incident, but later changed his attitude when he saw the determination of these soldiers. Aristakes may also have included such a narrative in order not to hold his own people responsible for the defeat. The theological aspect of the chronicles of the period also manifested itself here and Aristakes stated that God had abandoned them because of their inappropriate behaviour. Aristakes says that God still showed mercy and allowed the Seljuks to release Diogenes, but this time he was punished by his own people. After this event, he argued that divine justice had broken down and the princes had plundered the country, whereupon God withdrew his hand from the Byzantine empire. As a result, many enemies invaded their country to eradicate Christianity and their people were devastated. Despite all this, Aristakes did not ignore the honourable stance of Alparslan and gave him his due without taking sides.
Although he was a witness of his period, Aristakes lacks the opportunity to look at the events from a wide time frame. Therefore, he does not endeavour to analyse the Seljuk raids in detail. The Seljuks found themselves in Anatolia in search of a homeland, especially after the raids of Callag Bey. They were not engaged in any special hostility or plundering activities against Byzantium or Armenians. Because the developments in the following period clearly reveal this. Since Aristakes also included the world of faith in his narrative, he left a good example of the characteristic literature of his period by producing a text with religious emphasis. With this study, we aim to present the translation of the Battle of Malazgirt, one of the most important events of the Near Eastern Middle Ages, from the original language of a contemporary work, that is, from the Armenian original.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | General Turkish History (Other) |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | October 20, 2023 |
Submission Date | August 14, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |