Although the Ottoman Empire was allied with England and Russia after Napoleon's invasion of Egypt, this situation would not last long. Having problems with Russia and England, the Porte would establish a closer relationship with France. This rapprochement, however, was not desired by England and Russia. The developments that took place after France sent Sebastiani to Istanbul as an ambassador led to the outbreak of the Ottoman-Russian war in 1806. This was to be followed by the British operations in Istanbul and Ebukir in 1807. The London government had carried out these operations in order to win Istanbul to its side. Nevertheless, this would have the opposite effect and the Porte would send Vahid Efendi as an envoy to establish an alliance with France. However, Napoleon's agreement with Russia in Tilsit would lead to peace negotiations between the Ottoman Empire and England. Nevertheless, these negotiations would end in failure. However, after the new negotiations in Erfurt in 1808 and the rebellion in the Iberian Peninsula, the Porte would contact London again. Robert Adair, who had just returned from his ambassadorship in Vienna, would be appointed to the peace negotiations. He would play an important role in the peace process. With the Treaty of Dardanelles in 1809, peace between the two countries was restored. Afterwards, R. Adair would be appointed as the ambassador to Istanbul.
In this period, Istanbul would become an important diplomatic centre. At a time when the Napoleonic Wars were taking place in Europe, the political position of the Ottoman Empire was more important than ever. Thus, the ambassadors of the warring parties in Istanbul had an important duty. At a time when almost all of Europe had turned into a battlefield, the diplomacy to be followed by the Porte was important for the course of the war. Accordingly, each ambassador was trying to guide the Ottoman Empire in line with the policy of his own country. R. Adair, who would stay in Istanbul from January 1809 to July 1810, would play an important role in the relations between the Ottoman Empire and Russia and France, as well as restoring the relations between the two countries. In particular, he would endeavour to end the Ottoman-Russian war with peace in accordance with the interests of his country. He thought that after this peace, Britain and Russia could become allies again. Therefore, he believed that Ottoman-Russian peace should be achieved as soon as possible. For this, he would try to play the almost traditional mediation role of the British ambassadors. If necessary for peace, he thought that the Royal Navy should cross the Black Sea and land at Sevastopol together with the Ottoman army. Britain's involvement in the Ottoman-Russian war was also desired by the Porte. Especially Reis Effendi Mehmed Siad Galib would bring up the secret articles of the Dardanelles Treaty in this regard. R. Adair was also trying to establish a rapprochement between Istanbul and Vienna. He thought that the two countries should co-operate against France and tried to convince the Porte on this issue.
In addition to these political activities, he would also endeavour to protect Britain's economic interests in the Ottoman lands. The military struggle against France, especially in the Seven Islands, would manifest itself in the field of diplomacy in Istanbul. The arrest of Danderino, who was accepted as the representative of the region by England, by the French Charge d'Affaires Latour-Maubourg would turn into a diplomatic crisis. In addition, piracy activities in Ottoman waters in the Mediterranean was another problem between the two countries. Both the British and French embassies tried to involve the Porte in the resolution of both problems. However, the Ottoman government did not want to get involved in the problems between the two countries. Nevertheless, it endeavoured to maintain its political and economic interests in the region. R. Adair was to play an important role in the resolution of these issues. In this study, Robert Adair's activities in Istanbul and Ottoman and European diplomacy during this period will be discussed in detail.
Napolyon’un Mısır’ı işgali sonrasında Osmanlı Devleti, İngiltere ve Rusya ile müttefik olsa da bu durum çok uzun sürmeyecekti. Rusya ve İngiltere ile sorunlar yaşayan Bab-ı Ali, Fransa ile daha yakın bir ilişki kuracaktı. Fakat bu yakınlaşma İngiltere ve Rusya tarafından istenilen bir durum değildi. Fransa’nın Sebastiani’yi elçi olarak İstanbul’a göndermesinden sonra yaşanan gelişmeler 1806’da Osmanlı-Rusya savaşının başlamasına neden olmuştu. Bunu İngilizlerin 1807’de gerçekleştirdikleri İstanbul ve Ebukır harekâtları izleyecekti. Londra hükümeti bu harekâtları İstanbul’u kendi yanına çekmek için yapmıştı. Ancak bu ters etki yapacak ve Bab-ı Ali, Fransa ile ittifak kurmak için Vahid Efendi’yi elçi olarak gönderecekti. Fakat Napolyon’un Tilsit’te Rusya ile anlaşması Osmanlı Devleti ile İngiltere arasında barış görüşmelerinin yapılmasına neden olacaktı. Fakat bu görüşmeler başarısızlık ile sonuçlanacaktı. Ancak 1808’de Erfurt’ta yapılan yeni görüşme ve İber Yarımadası’ndaki isyan sonrasında Bab-ı Ali, yeniden Londra ile temas kuracaktı. Yapılacak barış görüşmelerine Viyana elçiliğinden henüz yeni dönmüş Robert Adair atanacaktı. R. Adair barışın sağlanması için önemli bir rol üstlenecekti. 1809’da yapılan Çanakkale Antlaşması ile iki ülke arasındaki barış yeniden sağlanıyordu. Daha sonrasında ise R. Adair İstanbul’a büyük elçisi olarak görevlendirilecekti.
Bu dönemde İstanbul önemli bir diplomasi merkezi haline gelecekti. Avrupa’da Napolyon Savaşları’nın yaşandığı bir dönemde Osmanlı Devleti’nin takındığı siyasi durumum hiç olmadığı kadar önem arz ediyordu. Bu nedenle savaşan tarafların İstanbul’da bulunan elçilerine önemli bir görev düşüyordu. Neredeyse tüm Avrupa’nın savaş alanına döndüğü bir dönemde Bab-ı Ali’nin izleyeceği diplomasi savaşın gidişatı açısından önemliydi. Bu nedenle her elçi kendi ülkesinin politikası doğrultusunda Osmanlı Devleti’ni yönlendirmeye çalışıyordu. Bu nedenle Ocak 1809’dan Temmuz 1810’a kadar İstanbul’da kalacak olan R. Adair, iki ülke arasındaki ilişkilerin eski haline döndürülmesinin yanı sıra Osmanlı Devleti ile Rusya ve Fransa eksenindeki ilişkilerde önemli roller üstlenecekti. Özellikle Osmanlı-Rusya Savaşı’nın ülkesinin çıkarlarına uygun bir şekilde barış ile sonlandırılmasına çalışacaktı. Bu barış sonrasında İngiltere ile Rusya’nın yeniden müttefik olabileceğini düşünüyordu. Bu nedenle bir an önce Osmanlı-Rus barışının sağlanması gerektiğine inanıyordu. Bunun için İngiliz elçilerinin neredeyse gelenekselleşen arabuluculuk rolünü oynamaya çalışacaktı. Barış için gerekirse kraliyet donanmasının Karadeniz’e geçerek Osmanlı ordusu ile birlikte Sivastopol’a bir çıkartma yapması gerektiğini düşünüyordu. İngiltere’nin Osmanlı-Rus savaşına dahil olması Bab-ı Ali tarafından da istenilen bir durumdu. Özellikle Reisülküttap Galib Efendi bu konuda Çanakkale Antlaşması’nın gizli maddelerini gündeme getirecekti. Ayrıca R. Adair İstanbul ile Viyana arasında bir yakınlaşma sağlamaya çalışıyordu. İki ülkenin Fransa karşısında işbirliği yapması gerektiğini düşünüyor ve bu konuda Bab-ı Ali’yi ikna etmeye çalışıyordu.
Bu siyasi faaliyetlerinin yanı sıra İngiltere’nin Osmanlı topraklarındaki ekonomik çıkarlarının korunması için de çaba harcayacaktı. Özellikle Yedi Adalar bölgesinde Fransa’ya karşı verilen askeri mücadele İstanbul’da kendisini diplomasi alanında gösterecekti. İngiltere tarafından bölgenin temsilcisi olarak kabul edilen Danderino’nun Fransa maslahatgüzarı Latour-Maubourg tarafından tutuklanması diplomatik bir krize dönüşecekti. Ayrıca Akdeniz’de Osmanlı sularındaki korsanlık faaliyetleri ise iki ülke arasındaki diğer bir sorundu. Her iki sorunun çözülmesi işin hem İngiliz hem de Fransız elçilikleri Bab-ı Ali’yi meselelere dahil etmeye çalışıyordu. Buna karşın Osmanlı hükümeti iki ülke arasındaki sorunlara müdahil olmak istemiyordu. Fakat bölgedeki siyasi ve ekonomik çıkarlarını sürdürme gayreti içerisindeydi. Bu meselelerin çözümü için R. Adair önemli bir rol üstlenecekti. Bu çalışmada Robert Adair’in İstanbul’daki faaliyetleri ve bu dönemdeki Osmanlı ve Avrupa diplomasisi ayrıntılarıyla ele alınacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Late Modern Ottoman History |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | July 20, 2024 |
Submission Date | May 13, 2024 |
Acceptance Date | June 24, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 |