Ismail’s Travelogue is an important work that describes in detail a long and arduous journey that started in 1751 from Orenburg, Russia, with a specific mission and covered many important points such as Bukhara, Herat, Persian Gulf, the Indian subcontinent, Hijaz, Damascus and ended in Istanbul by coincidence. This travelogue was written many years later by Ismail of Kazan after his return to his country and is considered one of the rare examples of the period’s social, cultural and religious dynamics. The work was brought to the world of science thanks to the work of Tatar scholar Rızaeddin Fahreddin. Fahreddin published this work, which had been hidden in Kazan in 1903, with a preface, annotated footnotes and a conclusion, and presented it to readers. One of the first names to draw attention to the travelogue was Zeki Velidi Togan. Togan, in his work General Turkish History, in which he gives information about many valuable sources of Turkish history, briefly mentioned this journey and emphasised how valuable this work is in terms of history. What makes this travelogue so important is that it was written by a Turk in the mid-18th century, a period in which there were very few such detailed and comprehensive travel writings. Ismail’s Travelogue not only tells the story of a journey but also provides in-depth observations on the social and cultural events of the period, such as the pilgrimage, earthquakes and epidemics. In this respect, the travelogue reveals the world through the eyes of a Turk from Kazan, the difficulties and adventures encountered in a narrative spanning years.
It is possible to divide the information contained in Kazanlı Ismail's Travelogue into two parts. In some parts of the travelogue, Ismail Efendi described what he saw and interesting events that happened to him. In other parts, he wrote down what he heard from the people in the places he travelled. The text does not give detailed information about these informants and it is understood that these people were mostly ordinary people. One of the important points that draws attention in the travelogue is that İsmail Efendi gives a lot of information about the holy lands. He describes his observations about the holy lands, especially Mecca and Medina, in a detailed and admirable manner. It is also understood that they stayed in the holy lands for a long time and fulfilled their pilgrimage duties. In addition to this information, some information about important topics of Islamic history is also included in the travelogue. Although this information and narratives seem to be outside the travelogue, the inclusion of such information in the text in a considerable way gives us significant clues about the purpose of writing the travelogue. In conclusion, Kazanlı Ismail's Travelogue is not only a rare document reflecting a certain period of the eighteenth century, but also has a unique place in travel literature. For this reason, this work will provide readers with an important historical and cultural perspective on different parts of the world at different times
İsmail Seyahatnamesi, 1751 yılında Rusya'nın Orenburg şehrinden belirli bir misyonla başlayıp, Buhara, Herat, Basra Körfezi, Hint alt kıtası, Hicaz, Şam gibi pek çok önemli noktayı kapsayarak tesadüfler sonucu İstanbul'da sona eren uzun ve zorlu bir yolculuğu detaylı bir şekilde anlatan önemli bir eserdir. Bu seyahatname uzun yıllar sonra, Kazanlı İsmail tarafından ülkesine döndükten sonra kaleme alınmış ve dönemin toplumsal, kültürel ve dini dinamiklerini aktaran nadir örneklerden biri olarak kabul edilmiştir. Eserin ilim dünyasına kazandırılması ise Tatar ilim adamı Rızaeddin Fahreddin'in çalışmaları sayesinde olmuştur. Fahreddin, 1903 yılında Kazan’da saklı kalmış bu eseri önsöz, açıklamalı dipnotlar ve bir hatime ile birlikte yayımlamış ve okuyuculara sunmuştur. Seyahatnameye dikkat çeken ilk isimlerden biri de Zeki Velidi Togan olmuştur. Togan, Türk tarihinin birçok kıymetli kaynağı hakkında bilgi verdiği Umumi Türk Tarihi adlı eserinde bu seyahatten kısa da olsa bahsederek eserin tarih açısından ne denli değerli olduğunu vurgulamıştır. Seyahatnameyi bu kadar önemli kılan başlıca unsur, bir Türk tarafından on sekizinci asrın ortalarında kaleme alınmış olmasıdır ki, bu dönemde böylesine detaylı ve geniş kapsamlı seyahat yazılarının sayısı oldukça azdır. İsmail Seyahatnamesi, sadece bir yolculuğun hikayesini anlatmakla kalmaz; aynı zamanda hac vazifesi, deprem ve salgın hastalıklar gibi dönemin sosyal ve kültürel olaylarına dair derinlikli gözlemler sunar. Bu yönüyle seyahatname Kazanlı bir Türk'ün gözünden dünyayı, karşılaşılan zorlukları ve maceraları yıllara yayılan bir anlatıyla ortaya koyar.
Kazanlı İsmail Seyahatnamesinde yer alan bilgileri iki bölüme ayırmak mümkündür. İsmail Efendi, seyahatnamenin bazı bölümlerinde kendi gördüklerini ve başlarına gelen ilginç olayları anlatmıştır. Diğer bölümlerde ise gittikleri yerlerdeki insanlardan duyduklarını yazıya geçmiştir. Söz konusu bu kaynak kişiler hakkında metinde detaylı bilgi verilmemekte ve bu kişilerin daha çok sıradan insanlar olduğu anlaşılmaktadır. Seyahatnamede dikkat çeken önemli sayılabilecek hususlardan biri ise İsmail Efendi’nin kutsal topraklar hakkında oldukça fazla malumat vermesidir. Mekke ve Medine başta olma üzere gittikleri kutsal topraklar hakkında gözlemlerini detaylı ve hayranlık uyandıracak bir şekilde anlatmıştır. Yine uzunca kaldıkları anlaşılan kutsal topraklarda hac vazifelerini de yerine getirmişlerdir. Bu bilgilerin yanı sıra İslam tarihinin önemli konuları hakkında da bazı bilgiler seyahatname içerisinde yer almaktadır. Bu bilgiler ve anlatımlar seyahatnamenin dışında gibi gözükse de bu tarz malumatların metinde hatırı sayılır bir şekilde derç edilmesi seyahatnamenin yazılış amacı hakkında bize kayda değer ipuçları vermektedir. Sonuç olarak Kazanlı İsmail Seyahatnamesi on sekizinci asrın belli bir dönemini yansıtan nadir bir belge olmasının yanı sıra, seyahat yazını içerisinde de özgün bir yere sahiptir. Bu nedenle çalışma okuyuculara farklı zamanlarda dünyanın farklı bölgelerinde hem tarihsel hem de kültürel anlamda önemli bir perspektif sunacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | History of Central Asia |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | January 31, 2025 |
Submission Date | November 21, 2024 |
Acceptance Date | January 12, 2025 |
Published in Issue | Year 2025 |