Kaçar Devleti ve Osmanlı Devleti tarihleri, muhtelif etkenlerden dolayı iç meselelerde hemen hemen aynı kaderi paylaşmışlardı. İki devletin yaşadığı benzer hadiselerden biri olarak meşrutiyetin ilanı gelmektedir. Kaçar Devleti’nin başına geçen Muzaffereddin Şah, her ne kadar istemeyerek de olsa meşrutiyet fermanını imzalamıştı. Yeni düzende halk, milletvekillerini seçebilecek ve meclis faaliyette bulunabilecekti. Ancak meşrutiyet fermanının imzalanmasından birkaç gün sonra vefat eden Muzaffereddin Şah’ın yerine geçen Muhammed Ali Şah, iktidarının sınırlanmasını kabul etmeyerek meşruti yönetime cephe almış ve daha da ileri giderek Rus General Liakhov’un desteğiyle meclisi topa tutmuştur. Bu açıdan İran’da yaşanan hadiseler Osmanlıdaki sürece benzerlik göstermektedir. 1876’da Meşrutiyeti ilan eden II. Abdülhamit, iktidarına gölge düşürdüğü gerekçesi ile meşrutiyeti kısa bir süre sonra askıya almıştır. Ancak 33 yıl sonra kendisi tarafından askıya alınan Meclis-i Mebusan ona karşı muhalefetin artmasından dolayı tekrar yürürlüğe konmuştur. Halk üzerinde oldukça etkili olan ulemanın Kaçarlarda meşrutiyetin ilan edilmesinde rolü söz konusudur. Gerçi Meşrutiyetin ilanı sonrası meşrutiyet yanlıları kendi aralarında ikiye ayrıldılar. Bir kısım meşrutiyet ve yeniliklerin taraftarı iken bir kısım da din etkisi altında bir meşrutiyet talep ediyorlardı. Bunlar daha sonra “Meşruacılar” olarak meşrutiyet tarihinde yerlerini alacaklardı. Hatta ilk mecliste partiler etki altında gruplar birbirinden ayrıldılar. Meclisi ortadan kaldırmaya karar veren Muhammed Ali Şah dış güçlerin desteğiyle 23 Haziran 1908’de meclisi topa tutma fırsatını elde etmiş oldu.
The history of the Qajar State and the Ottoman Empire had almost the same fate in domestic affairs due to various factors. The proclamation of constitutionalism is one of the similar events that the two states experienced. Muzaffereddin Shah, who was the head of the Qajar State, signed the Constitution unwillingly. In this new system, people would be able to choose their deputies and the parliament could be active. However, Muhammad Ali Shah, who replaced Muzaffereddin’s Shah who passed away a few days after the signing of the constitution, sided aainst the legitimate administrative without accepting the limitation of his power, even went too far and bombarded parliament with the support of the Russian General Liyahov. In this respect, the events, took place in Iran are similar with the process in the Ottoman Empire. II. Abdulhamid, who declared the Constitution in 1876, after a short time, suspended the constitution with the reason that it had cast a shadow over his power. However, after 33 years, the first parliament which had been suspended by him was reinstated due to the increase of opposition against him. The role of the Ulema, who had a significant influence on the people, in the declaration of constitutionalism was very great. After the declaration of the Constitutional Monarchy, the supporters of the constitutionalism was divided into two among themselves. While some of them were in favor of constitutionalism and innovation, others demanded a constitutionalism under the influence of religion. These would later take their place in history as the “Legitimists”. Even in the first parlamento, it is seen that the parties continued this grouping. Thus, Muhammad Ali Shah saw this as an opportunity and decided to abolish the parlamento and bombard the parlamento on June 23, 1908, with the support of foreign powers.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | October 20, 2023 |
Submission Date | March 18, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN 100. YILI ÖZEL SAYISI |