One of the most important events of the period of Sultan Sencer (1118-1157), who gave the Great Seljuk State its golden age, was the Oghuz rebellion. The Oghuz tribes, who could no longer withstand the pressure of the Karluks, had to migrate from the Transoxiana lands where they lived to Khorasan. Then, they obeyed the Seljuk State under the reign of Sultan Melikşah (1072-1092). Oghuz tribes, divided into two branches, Üçok and Bozok, lived under the obedience of their own lords. At the head of the Üçoklar was Tûtî Bey, son of Dâd Beg, and at the head of the Bozoks was Korkut Bey, son of Abdulhamid Bey. Although these tribes were subordinate to Sultan Sencer, they paid taxes to the Seljuk palace for twenty-four thousand sheep every year. Sultan Sencer appointed the governor of Belh, Emir Kamac, to keep the Oghuz tribes, whose numbers were increasing, under control. During this period, disagreements arose between the Oghuzs and Kamac. The sent officials mistreated the Oghuz Turks and one of the officials was killed because he asked for bribes from the Oghuzs, which brought the parties into conflict. The governor of Belh complained about the Oghuzs to Sultan Sencer and asked for the Oghuz shibboleth to be given to him. He promised to give thirty thousand head of sheep to the Seljuk State if this duty was given to him. The Seljuk ruler accepted the offer made by the governor, who made the incident a matter of reputation. As soon as Kamac returned to Belh, he sent a shahne to the Oghuzs and asked for the compensation of the murdered collector. They did not accept the governor's offer and stated that they were directly subordinate to the Seljuk State. The Balkh Sheikh, who did not like this situation, took action to teach the Oghuzs a lesson. Oghuz lords did not want to fight, so they offered to pay Emir Kamac two hundred dirhams per tribe to be sent to the sultan's treasury.
However, he did not accept this offer made by the Oghuzs. The Oghuzs won the war fought between the two sides near Balkh in 1153. Emir Kamac and his son were killed in this battle. Following these events, Seljuk statesmen tried to persuade Sultan Sencer by telling him that there was a need to fight against the Oghuzs.. Sultan Sencer, who did not want to fight with the Oghuzs, accepted this request of the statesmen. With the Oghuzs winning the war in 1153, the Great Seljuk State entered the process of disintegration. Subsequently, the sultan's capture by the Oghuzs caused a vacuum of authority within the state. During this period, the enthronement of Mahmud Khan, a descendant of the Karakhanid family, in order to recover the state, could not prevent the bad situation. It is known that some Seljuk statesmen, who were aware that the Sultan needed to be rescued from the Oghuzs as soon as possible, made attempts to save him. One of these statesmen is Harezmshah Atsız. He established diplomatic relations with the ruler of Gur, Bâvend isfehbedi and the ruler of Nîmrûz (Sistan) in order to save Sultan Sencer. Then he sent a threatening letter to Tûti Bey, one of the Oghuz leaders, and asked him to release Sultan Sencer. However, he did not actually take action against the Oghuzs. This attitude of Atsız reveals that his activities are completely for show. In the study, the diplomatic activities of Harezmshah Atsız to save Sultan Sencer were discussed in detail. For this purpose, the letters written by Reşîdüddin Vatvat, the Chairman of Atsız's Construction Council, were used. We believe that this study will contribute to research in this field.
Büyük Selçuklu Devleti’ne altın çağını yaşatan Sultan Sencer (1118-1157) dönemin en önemli hadiselerinde birisi de Oğuz isyanıdır.Karlukların baskısına daha fazla dayanamayan Oğuz boyları yaşadıkları Mâverâünnehir topraklarından Horasan’a göç etmek zorunda kaldılar. Ardından Sultan Melikşah’ın (1072-1092) hükümdarlığında Selçuklu Devleti’ne itaat ettiler. Üçok ve Bozok olmak üzere iki kola ayrılan Oğuz boyları, kendi beylerinin itaati altında yaşamaktaydılar. Üçokların başında Dâd Beg oğlu Tûtî Bey, Bozokların başında ise Abdulhamid Bey oğlu Korkut Bey bulunmaktaydı. Bu boylar Sultan Sencer’e bağlı olmakla birlikte Selçuklu sarayına her yıl yirmi dört bin koyun vergi ödemekteydiler. Sultan Sencer, sayıları gittikçe artan Oğuz boylarını kontrol altında tutması için Belh valisi Emir Kamac’ı görevlendirildi. Bu süre içerisinde Oğuzlar ile Kamac arasında anlaşmazlıklar baş gösterdi. Gönderilen görevlilerin Oğuz Türklerine karşı kötü muamelelerde bulunmaları ve görevlilerden birisinin Oğuzlardan rüşvet istediği için öldürülmesi tarafları karşı karşıya getirdi. Belh valisi, Oğuzları Sultan Sencer’e şikâyet ederek Oğuz şıhneliğinin kendisine verilmesini istedi. Bu görevin kendisine verilmesi durumunda Selçuklu Devleti’ne otuz bin baş koyun vereceğini taahhüt etti. Selçuklu hükümdarı, hadiseyi itibar meselesi haline getiren valinin sunduğu teklifi kabul etti.
Kamac, Belh’e döner dönmez Oğuzlara bir şıhne göndererek öldürülen tahsildarın diyetini istedi. Onlar valinin bu teklifini kabul etmeyerek kendilerinin doğrudan Selçuklu Devleti’ne bağlı olduklarını bildirdiler. Bu durumdan hoşlanmayan Belh şıhnesi, Oğuzlara ders vermek amacıyla harekete geçti. Oğuz beyleri savaşmak istemiyorlardı bunun için Emir Kamac’a sultanın hazinesine gönderilmesi için oymak başına iki yüz dirhem ödemeyi teklif ettiler. Ancak o, Oğuzların sunduğu bu teklifi de kabul etmedi. 1153’te iki taraf arasında Belh yakınlarında yapılan savaşı Oğuzlar kazandı. Emir Kamac ve oğlu bu savaşta öldürüldü. Yaşanan bu hadiseler üzerine Selçuklu devlet adamları,Sultan Sencer’e Oğuzlara karşı mücadele edilmesi gerektiğini söyleyerek onu ikna etmeye çalıştılar. Oğuzlar ile savaşmak istemeyen Sultan Sencer, devlet adamlarının bu istedğini kabul etti. 1153 yılında yapılan savaşı Oğuzların kazanmasıyla birlikte Büyük Selçuklu Devleti dağılma sürecine girdi. Akabinde sultanın Oğuzlara esir düşmesi de devlet içerisinde otorite boşluğuna neden oldu. Bu zaman zarfı içerisinde devleti toparlamak amacıyla Karahanlı soyundan gelen Mahmud Han’ın tahta çıkarılması da kötü gidişe engel olamadı. Sultanın Oğuzların elinden bir an önce kurtarılması gerektiğinin farkında olan bazı Selçuklu Devlet adamları onu kurtarmak için girişimlerde bulundukları bilinmektedir. Bu devlet adamlarından birisi de Harezmşah Atsız’dır.O, Sultan Sencer’i kurtarmak için Gur hükümdarı, Bâvend isfehbedî ve Nîmrûz (Sistân) meliki ile diplomatik ilişkiler kurdu. Ardından Oğuz liderlerinden Tûti Bey’e tehditkâr bir mektup göndererek Sultan Sencer’i serbest bırakmasını istedi. Ancak Oğuzlara karşı fiilen harekete geçmedi. Atsız’ın bu tutumu faaliyetlerinin tamamen göstermelik olduğunu ortaya koymaktadır. Çalışmada Harezmşah Atsız’ın Sultan Sencer’i kurtarmak için yaptığı diplomatik faaliyetler detaylarıyla ele alındı. Bunun için Atsız’ın İnşâ Divanı Reisi Reşîdüddin Vatvat’ın kaleme aldığı mektuplardan istifade edildi. Çalışmanın bu sahada yapılacak araştırmalar katkı sağlayacağı kanaatini taşımaktayız.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | General Turkish History (Other) |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | November 24, 2024 |
Submission Date | August 27, 2024 |
Acceptance Date | November 1, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Issue: PROF. DR. EŞREF BUHARALI ÖZEL SAYISI |