The climate crisis increases the risk of threats to both our individual and social existence day by day. However, this threat is far from the attention and solution it deserves. For this reason, states (governments) that are responsible for protecting both the present and the future of humanity refrain from fulfilling this duty or taking on the role of making an effort. The increase in both emissions and global average temperatures from past to present shows that the fight against the climate crisis is only on paper or in rhetoric. This study examines the legal (judicial) solution that the public sees as a way out of the helplessness created by the climate crisis caused by the international system and governments. As a result, as citizens seek more rights and the judiciary decides in favor of the climate crisis, governments will strive for more solutions in tackling the climate crisis. Although this does not hold great promise in terms of the climate crisis, it will be beneficial for progress and awareness.
İklim krizi,gerek bireysel gerekse toplumsal varlığımız üzerindeki tehdit riskini her geçen gün daha da artırmaktadır. Ancak bu tehdit gereken ilgi ve çözümden uzaktır. Bu sebeple insanlığın hem bugünü hem de geleceğini korumakla yükümlü devletler (hükümetler) bu görevinin gereğini yerine getirmekten imtina etmekte ya da çaba sarfediyorum rolüne bürünmektedirler. Bu rolü geçmişten günümüze gelinen noktada gerek emisyonların gerekse küresel ortalama sıcaklıkların artışı iklim kriziyle mücadelenin yalnızca kâğıt üzerinde veya sözde olduğunu genel olarak göstermektedir. Bu çalışma halkın uluslararası sistemin ve hükümetlerin sebep olduğu iklim krizi çözümsüzlüğüne karşı çıkış yolu olarak gördükleri hukuksal (yargısal) çözüm yolunu incelemektedir. Sonuç olarak, vatandaşların daha fazla hak araması ve yargının iklim krizi lehine verdiği kararlar artıkça iklim kriziyle mücadelede hükümetler daha fazla çözüm yolu için çaba göstereceklerdir. Bu durum ise iklim krizi açısından tek başına büyük bir umut vaat etmese de bir ilerleme ve bilinçlenme sağlanmasına yararlı olacaktır.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | International Relations |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2022 |
Submission Date | October 23, 2022 |
Acceptance Date | December 6, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 |