Hukukumuzda bağlılık kuralının bir gereği ve sonucu olarak şerik sıfatına sahip olan azmettirenin cezai sorumluluğunun söz konusu olabilmesi için doğrudan failin elverişli vasıtalarla suçun icra hareketlerine başlamış olması gerekir. Doğrudan fail, suçun teşebbüs aşamasına geçmedikçe, azmettirenin de cezai sorumluluğu gündeme gelmeyecektir. Azmettirmeye teşebbüs yahut sonuçsuz kalan azmettirme adı verilen bu durum bakımından ceza kanunumuzun genel hükümleri herhangi bir düzenleme ihtiva etmemektedir. Buna karşın, bazı hukuk sistemlerinde, fiilin icrasından bağımsız olarak sadece azmettirmeye teşebbüsün de çeşitli şekillerde yaptırım altına alındığını söylemek mümkündür. Alman, İsviçre ve İtalya Ceza Kanunları bu kanunlara örnek olarak gösterilebilir. Bu çalışmada, azmettirmeye teşebbüsü düzenleyen Alman Ceza Kanunu m. 30/1 tarihi perspektifleriyle ele alınarak öğreti ve Alman Federal Mahkemesi kararları ışığında değerlendirilecektir. Ayrıca azmettirmeye teşebbüse ilişkin Türk ceza hukuku öğretisindeki görüşler irdelenerek bazı çözüm önerilerinde bulunulacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Law in Context |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 15, 2020 |
Published in Issue | Year 2020 Volume: 10 Issue: 2 |