إن الحديث النبوي الشريف، باعتباره المصدر الثاني للإسلام بعد القرآن، هو منهج النبي صلى الله عليه وسلم في حياة القرآن، أي الشكل العملي للدين. وقد كان الحديث النبوي في حياة المسلمين فاعلاً ومؤثراً في جميع نواحي الحياة السياسية والاجتماعية والثقافية، من العبادة إلى الآخرة، ومن التربية إلى الاقتصاد، ولم يفقد في أي فترة من فترات ما بعد الرسول صلى الله عليه وسلم خاصية كونه المصدر الرئيسي. وقد شغل المسلمون منذ عهد النبي - صلى الله عليه وسلم - المسلمين منذ عهد النبي - صلى الله عليه وسلم - تحديد الأحاديث النبوية الصحيحة وحمايتها ونقلها إلى الأجيال التالية وهي من المصادر الأساسية للإسلام. لأن الحياة الدينية السليمة تعتمد على نقل الأحاديث النبوية الشريفة دون أي تحريف. ومن أجل الحفاظ على الأحاديث النبوية الشريفة كما هي، دُوِّنت مصنفات الحديث الصحيحة كجزء من علم الحديث.
Müslümanların hayatında hadisler hiçbir dönemde temel kaynak olma özelliğini kaybetmemiştir. Hadislerin doğru bir şekilde tespiti, korunması ve sonraki nesillere aktarılması Hz. Peygamber döneminden beri Müslümanları meşgul etmiştir. Hadis ilminin bir parçası olarak müselsel hadis eserleri kaleme alınmıştır. Bu eserlerde bulunan hadisler; hadisin lafzen, manen ve fiilen silsile halinde ilk kaynaktan itibaren değişime uğramadan, olduğu gibi korunarak nakledildiğini göstermesi bakımından ayrı bir öneme sahiptir. Hadisçi ve tarihçi kimliğiyle meşhur olan Sehâvî (ö. 902/1497), ülkemizde henüz yeterince tanınmamaktadır. Onun geride iki yüze yakın eser bıraktığı fakat önemli bir kısmının günümüze ulaşmadığı bilinmektedir. Sehâvî’nin günümüze ulaşan eserleri de ilim dünyasına katkıda bulunmuştur. Bu çalışmada Sehâvî’nin tanınmasına katkıda bulunmak ve onun yazdığı bir eser üzerinden müselsel hadisleri tanıtmak amaçlanmıştır. Bu maksatla Sehâvî’nin müselsel hadis alanında hazırlamış olduğu ve yakın zamanda matbu hale gelmiş olan "Cevâhiru’l-mükellele fi’l-ahbâri’l-müselsele" adlı eseri tanıtılıp, tenkit ve tahlil edilmeye çalışılmıştır. Çalışma, doküman incelemesi ve içerik analizi yöntemleriyle hazırlanmış, yazılı hazır veri olarak Kemâl Abdülffettâh Fettûh’un tahkikine müracaat edilmiştir.
Ḥadīths have never lost their characteristic of being the main source in the lives of Muslims. The correct identification, preservation and transmission of ḥadīths to the next generations has occupied Muslims since the time of the Prophet. As a part of the science of ḥadīth, works of ḥadīth were written. The ḥadīths found in these works have a special importance in terms of showing that the ḥadīth was transmitted from the first source in the form of a series in words, meaning and deed, without being changed, preserved as it was. al-Sak̲h̲āwī (d. 902/1497), who is famous as a ḥadīthist and historian, is not yet sufficiently known in our country. It is known that he left behind nearly two hundred works, but a significant number of them have not survived to the present day. al-Sahāwī's extant works have also contributed to the world of science. The aim of this study is to contribute to the recognition of al-Sak̲h̲āwī and to introduce the mursal ḥadīths through one of his works. For this purpose, al-Sak̲h̲āwī's work titled Jawāhir al-mukellala fi'l-ahbāri al-müselsele, which was prepared by al-Sak̲h̲āwī in the field of mursal ḥadīth and has recently been published, has been introduced, criticized and analyzed. The study was prepared with document analysis and content analysis methods, and as written ready data, Kemāl Abdel Fattah Fattouh's edition was used.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | Hadis |
Bölüm | Makaleler |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 31 Aralık 2024 |
Gönderilme Tarihi | 9 Temmuz 2024 |
Kabul Tarihi | 29 Kasım 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Sayı: 13 |
Hadith Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.