Büyük Selçuklu Devleti’nin önemli entelektüellerinden ve devlet adamlarından biri olan Şehristânî, birçok alanda eser yazmış çok yönlü bir âlimdir. Ömrünün sonlarına doğru bütün ilmî birikimini kullanarak mezhepler üstü kabul edilebilen Mefâtîhu’l-esrâr ve mesâbîhu’l-ebrâr isimli tefsirini yazmış ancak tefsiri bitirmeye ömrü vefa etmemiştir. Tefsiri incelendiğinde Ehl-i sünnet ve Şîa düşünce yapısına uygun görüşler serdettiği görülmektedir.
Tefsirinin nüzûl, nazm, kıssa, fıkıh, kıraat, sarf, nahiv, meânî, tefsir, lügat gibi başlıklarda ele aldığı konuları işleyiş tarzı Ehl-i sünnet tefsirlerinin üslup ve muhtevalarıyla büyük ölçüde benzeşmektedir. Şehristânî, mezkûr başlıklarda ekseriyetle Sünnî âlimlerden iktibaslar yapmaktadır. Ancak tefsirin en orijinal kısmını oluşturan esrâr başlıklarında âyetlere getirdiği derin yorumlarla ve Şiî düşünce sistemine yakın te’villerle Ehl-i sünnet’ten ayrışmaktadır. Bundan dolayı da mezhebî aidiyeti ile ilgili çeşitli görüşler ileri sürülmüştür.
Şehristânî’nin bazı âyetlerin tefsirinde bâtınî-hurûfî te’viller üretmesi, âyetlere derin anlamlar yüklemesi, Kur’ân kavramlarını kişilere hamlederek hitap cümleleri oluşturması, bazısına da sembolik anlamlar yükleyerek İsmâilî terminolojiyle aynı doğrultuda kullanması, onun Bâtınî-İsmâilî olduğuna yorumlanmış olmasına rağmen bu konuda kesin bir kanaat belirtmek oldukça zordur. Bununla birlikte bu yöntemini –Mustafa Öztürk’ünde belirttiği gibi– İmâmiyye’nin Ahbârî çizgisine felsefî bir derinlik kazandırma yolunda İsmâilî terimleri bir enstrüman olarak kullandığına da yormak mümkündür. Zira onun tefsirinde ortaya koyduğu kimlik, Bâtınî-İsmâilî kimlikten ziyade Şiî-İmâmî-Ahbârî bir kimliktir.
Şehristânî, tefsirinin mukaddimesinde esrâr başlıklarında yapmış olduğu yorum ve te’villerin bilgi kaynağının kendisi değil, Ehl-i beyt imamları olduğunu açıkça belirterek onların görüşlerine ayrı bir önem vermektedir. O, Allah’ın Kitabı’nın Hz. Peygamber’e indirildikten sonra onlarla muhafaza edildiğini, Kur’ân’la Ehl-i beyt’in asla birbirinden ayrılmayacağını ve âyetlerin Ehl-i beyt imamlarının görüşleriyle anlaşılabileceğini savunmaktadır. Bu minvalde tefsirinde onların görüşlerini yansıtan birçok rivayet ve görüş bulmak mümkündür. Kur’ân’ı reyle tefsir edilmesine de karşı çıkarak onu kendi görüşüyle açıklayan doğru da açıklasa hata ettiğini belirtmektedir. Tefsiri boyunca mezkûr başlıkta Hz. Ali ile Ehl-i beyt’inin ilmî birikimine yoğunlaşmakta ve onlardan gelen rivayetlere atıfta bulunarak tefsir yapmaktadır. Görüşlerine en fazla başvurduğu sahâbî, Şîa’nın masum ve ilk imam addettiği Hz. Ali’dir. Ondan sonra da Şîa’ya uygun yorumlar geliştirirken en fazla referansta bulunduğu kişilerin başında Ca‘fer es-Sâdık gelmektedir.
Şehristânî’nin kendine özgü bir yöntemle yazmış olduğu Mefâtîhu’l-esrâr adlı tefsiri üzerinde yapılan akademik çalışmalara bakıldığında farklı alanlarda birçok çalışmanın yapıldığı ortaya çıkarken, tefsirinde Şîa izleri ya da Ehl-i beyt ve Şiî yorum ile ilgili bir çalışma yapılmadığı görülmektedir. İtikâdî görüşleri hakkında çok şey söylenen Şehristânî’nin tefsirinde Şîa izlerini süren bir çalışmanın yapılmamış olması, konunun incelenmesini gerekli kılmaktadır. Bilindiği gibi her müfessir, kitabında rivayetleri işlerken kendisine has bir yöntem izlemektedir. Bu bağlamda çalışmamızın temel sorusu, “Şehristânî, âyetleri tefsir ederken Ehl-i beyt imamlarına ve Şîa kaynaklarına atıfta bulunmasının temel amacı nedir?” şeklindedir. Çalışma boyunca bu sorunun cevabı aranmakta ve ulaşılan bulgular üzerinden tefsirinin kuvvetli ve zayıf yönleri ortaya konulmakta ve müellifin mezhepsel aidiyeti hakkında bazı değerlendirmeler yapılmaktadır. Çalışmada tefsirin semeresi konumundaki esrâr bölümleri merkeze alınarak örnekler eşliğinde Ehl-i beyt izleri incelenmektedir. İlmî birikimi ile temayüz eden Şehristânî’nin tefsirinde Şîa rivayet kaynaklarını kullanma yöntemi, Şîa hadislerine ilgi ve vukufiyetinin ortaya konması önemli bir husus olduğundan makalede bunlar irdelenmekte ve tefsirinde kullanmış olduğu Şîa rivayetleri hakkında genel bir değerlendirmede bulunarak okuyucuya konuyla ilgili bazı tekliflerde bulunmaktadır
Shahristānī is a one of the important intellectuals and statesmen of the Great Seljuks, versatile scholar who has written works in many fields. Toward the end of his life, he wrote his tafsir called Mafātīh al-asrār and Mesābīh al-abrār, which can be considered as supra-sectarian/school, but he did not live long enough to finish the tafsir. When his tafsir is examined, it is seen that he presents views in accordance with the Ahl as-sunnah and Shia.
The subtitles of his tafsir, his thoughts on the reason for revelation, the relationship between the ayah/verses, parable, fiqh, qiraat/recitation, morphology, syntax, semantics, tafsir and lexicon, all these are largely similar to the style and content of the narrations and interpretations of Ahl as-sunnah. Shahristānī mostly makes use of Sunnī scholars in the relevant issues. However, it differs from Ahl as-sunnah with the deep interpretations he makes for the verses in the titles of asrār, which is the most original part of his tafsir: the interpretations close to the Shiite thought system. For this reason, various opinions have been put forward about his sectarian belonging.
Although Shahristānī's generating of esoteric-hurūfī interpretations in the interpretation of some verses, attributing deep meanings to the verses, creating salutation sentences by attributing the concepts of the Qur'ān to people, and using them in line with Ismāilī terminology by attributing symbolic meanings to some of them, have been interpreted that he is Bātinīyya-Ismāilīsm, it is very difficult to give a definite opinion on this matter. However, it is possible to attribute this method –as Mustafa Öztürk stated– to the use of Ismāilīsm terms as an instrument in order to give a philosophical depth to the Akhbārī line of Imāmiyya. Because the identity he revealed in his commentary is a Shiite-Imāmī-Akhbārī identity rather than a Bātinīyya-Ismāilīsm.
In the introduction, Shahristānī gives special importance to their opinion by clearly stating that the interpretations and ta'vils he has made on the titles of asrār are not the source of information, but the imams of the Ahl al-bayt. In this way, it is possible to find many narrations and opinions reflecting their views in his interpretation. He also opposes self-conceived interpretations of the Qur'an (tafsir bi’l-ra’y) and argues that the one who explains it with his own view makes a mistake whether he explains it correctly or not. Throughout his commentary, he concentrates on the scientific knowledge of Hazrat Ali and his Ahl al-bayt in the titles of asrār and interprets the Qur’an by referring to the narrations coming from them. The companion to whom he consulted the most is Hazrat Ali, whom Shia considers innocent and the first imam. After that, Ja'far al-Sādiq is one of the people Shahristānī refers most as he makes interpretations compatible with the Shia school.
When we look at the academic studies on Shahristānī’s Mafātīh al-Asrār, it is seen that many of those have been carried out in different fields. However, it is also seen that there is no study on the traces of Shia or Ahl al-bayt, and Shiite interpretations found in his tafsir. As it is known, every commentator follows a unique method while processing the narrations in his book. In this regard, the main question of our study is, "What is the main purpose of Shahristānī’s reference to Ahl al-bayt imams and Shia sources while interpreting the verses?" Throughout the study, the answer to this question is sought, and the strengths and weaknesses of his interpretation are scrutinized through the findings, and some evaluations are made about the sectarian identity of the author. In the study, the asrār sections are centered and the traces of the Ahl al-bayt are examined with examples. The method of using Shia narration sources in the commentary of Shahristānī, who is distinguished by his scientific knowledge. The interest and knowledge of Shia hadiths are examined in the essay by making a general assessment about the Shia narrations used in his commentary.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religion, Society and Culture Studies |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Early Pub Date | June 29, 2023 |
Publication Date | June 30, 2023 |
Submission Date | January 28, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |
Hitit İlahiyat Dergisi Creative Commons Atıf 4.0 International License (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.