Pozitivist düşüncenin etkisinde kalan sosyal bilimlerde mekân, zaman ve diğer unsurların gerisinde kalmış; bir tarihe ve insana bağlı olmayan salt bir uzay parçası olarak algılanmıştır. Ne var ki mekânlar, insanın kendi üretimi ve tecrübesi ile şekillenip anlam bulurken bir diğer taraftan da insanın sosyal ve ruhsal şahsiyetini şekillendirmektedir. Bilginin bu öznel tarafını ve bağlamsal oluşunu fark eden post modern düşünce, mekâna daha fazla önem atfetmiştir. Edebiyat eleştirisinde de post modern bakış, mekânı eleştirinin güçlü bir unsuru haline getirmiştir. Edebiyat eleştirisinin konularından birisi olan şiirde ise mekânlar, şairin kurgulayıp bilinçli veya bilinçsiz olarak hatıralarından şiire aktardığı olgulara dönüşmektedir. Hatta karakter ve kurgu kendisini sadece o mekânda gösterebilir. Klasik dönem Arap şiirinde ise mekân daha gerçekçi bir kimliğe bürünmektedir. Gerçekliklerin kurgulandığı bu şiirlerde, belirli mekânlar da edebiyat vasıtasıyla kurgulanmaktadır. Bunun en önemli örneklerinden birini, Arapçada ṣuʿlûk olarak adlandırılan Arap eşkıyalarından şair olanların ürettikleri şiirler teşkil etmektedir. Çoğulu Arapça ṣaʿâlik olup kelime anlamı yoksul olan ṣuʿlûk, klasik dönem Arap edebiyatında kabileleri ile çeşitli sorunlar yaşayıp dışlanmış, yol kesip kervan soyarak geçinen, çöl ve dağlarda yaşayan, yakalandıkları takdirde öldürülen ve çoğunluğu şair olan kişilere verilen addır. Söz konusu gruba mensup eşkıyalar ve eşkıya şairlerin sayısı, İslâm’ın ilk döneminde azdı. Ancak Emevî ve Abbasî dönemlerinde sayıları artarak var olmaya devam ettiler. Bu çalışma, Cahiliye döneminin önde gelen eşkıya şairlerinden Şenferâ’nın (öl. 525-550 arası) Lâmiyyetü’l-ʿArab kasidesi ile Emevî döneminde yaşamış olan eşkıya şair Ebü’n-Neşnâş en-Nehşelî’nin (öl. 685- 695 arası) Ve sâiletin eyne’r-raḥîlu şiirlerindeki insan-mekân ilişkileri ve mekân kurguları ele almıştır. Makalenin sorusu, aynı örgütlenme biçimi ve coğrafi çevreyi yansıtan ve aralarında yüzyıllık bir zaman dilimi olan iki şiirin mekânsal algılamaları ve coğrafya kurgularında bir değişim olup olmadığıdır. Zira çalışmaya konu edilen iki şairin şiirlerinde gerçekte de olan belli mekânlar kurgulanmaktadır. Bu iki şiirin şair-mekân ilişkisi, şiirlerinde kendilerini betimleyen şairlerin coğrafya algılarını göstermektedir. Bu alanda literatür incelemesi yapıldığında eş-Şuʿarâu’s-ṣaʿâlîk fî’ş-şiʿri’l-câhilî, es-ṣaʿâlîk fi’l-ʿasri’l-Ümevî adlı eserlerle, eşkıya şairler üzerine hem Türk hem de Arap akademisinde bazı bilimsel çalışmalar tespit edilmiştir. Ancak bu çalışmalardan hiçbiri şiirdeki coğrafya ve mekân algısını araştırmamış; farklı iki dönem eşkıya şairlerinin şiirlerinin karşılaştırmasını da yapmamıştır. Bu çalışmada yorumlayıcı bir perspektif ile nitel bir araştırma yöntemi olan veri analizi yöntemi ile Eşkıya şairlerinin şiirleri analiz edilmiş ve karşılaştırılmıştır. Öncelikle kısaca iki şair araştırılmıştır. Daha sonra Lâmiyye çok uzun olduğu için bazı beyitleri direkt; bazı beyitleri ise nesir olarak çevrilmiştir. Ebü’n-Neşnâş’ın şiiri ise kısa olduğu için bütün beyitleriyle çevrilmiştir. Akabinde bu şiirler üslup ve muhtevaları şairlerin mekânsal algıları merkeze alınarak incelenip karşılaştırılmıştır. Şairlerin coğrafya algılarını yansıttığını gördüğümüz bu iki şiirde yaşadıkları bölge, hayvanlar, bitkiler ve hayatlarını kuşatan diğer unsurların tasvirleri, yaşam biçimleri ve şiirlerinde yansıttıkları mekânsal algılarını yansıtan edebiyatlarıyla bu iki şairin algısında bazı değişimlerin olduğu görülmüştür. Çölün mekânsal olarak ön plan çıkarılıp ev olduğu bu iki şiirde kendisine yüklenen anlamı değişmektedir. Şenferâ için hem özgürlüğü için gerekli olan hem de hala esaretinin devam ettiği; erdemli olarak var olmasını sağlayan ara bir mekândır. Ebü’n-Neşnâş için ise çöl kelimesi konfor, zenginlik ve özgürlüğün mekânıdır. Ama ikisi için de bu mekân, var olma uğruna kabullenilmesi gereken bir bedel olan ölüm ile çevrelenmiştir.
Arap Dili ve Edebiyatı Klasik Arap Şiiri Eşkıya (Ṣaʿâlîk) Şairler Coğrafya/Mekân Algısı Şenferâ Ebü’n-Neşnâş en-Nehşelî.
Bu makale Din ve Coğrafya adlı Ulusal Sempozyum bildirimimin genişletilmiş halidir.
In social sciences under the influence of positivist thought, space has lagged behind time and other elements; it has been perceived as a mere component that is not connected to a history and an individual. However, while spaces are shaped and find meaning by people's own production and experience, they also shape people's social and psychological personalities. Recognising this subjective and contextual aspect of knowledge, postmodern thought has attached greater importance to space. In literary criticism, the postmodern perspective has made space a powerful element of critique. In poetry, which is one of the subjects of literary criticism, spaces become facts that the poet constructs, and consciously or unconsciously transfers from their memories to poetry. Characters and fiction can only reveal themselves in that space. In classical Arabic poetry, space assumes a more realistic identity. In these poems where realities are fictionalised, certain spaces are also fictionalised through literature. One of the most important examples of this is the poetry produced by the poets of the Arab bandits called ṣuʿlūk in Arabic. Ṣuʿlūk, whose plural is ṣaʿālik in Arabic, means poor. It is the name given in Arabic literature of the classical period to people who had various problems with their tribes and were ostracised, and who made a living by blocking roads and robbing caravans. They lived in deserts and mountains and were killed if caught, most of whom were poets. Bandits and poet-bandits belonging to this group continued to exist as a social phenomenon in very small numbers during the Islamic period, with more numbers during the Umayyad and Abbasid periods. This study focuses on the human-space relations and space fiction in the ode Lāmiyyat al-ʿArab by Shenferā (d. 525-550), one of the leading outlaw poets of the Jahiliyya period, and the poem Ve sāiletin ayna al-raḥīlu by the Abū al-Nashnāsh al-Nahshalī (d. 685- 695) who lived during the Umayyad period. The question of the article is whether there is a change in the spatial perceptions and geographical fictions in the two poems, of these two poets with similar lifestyles even though they lived in the same geography in different periods. Because in the poems of the two poets subjected to the study, certain spaces that actually exist are fictionalised. The poet-space relationship of these two fictions/poems shows the geographical perceptions of the poets who describe themselves in their poems.This makes this study original and significant. When the literature was examined in this field, some scientific studies on bandit poets were found in both Turkish and Arab academies with the works named al-Shuʿarâu al-ṣaʿâlîk fî al-shiʿri al-câhilî, al-Ṣaʿâlîk fi al-'aṣri al-Umawî. However, none of these studies investigated the perception of geography and space in poetry; nor have they made a comparison of bandit poets who lived in two different periods. In this study, the two poems of bandit poets were analysed and compared with the data analysis method, which is a qualitative research method with an interpretative perspective. Firstly, these two poets are briefly investigated. Since the Lāmiya is very long, some of its first couplets are translated directly and the rest of the poem is presented in prose. Since the poetry of Abu Nashnash is short, the whole of it is directly translated. Subsequently, the style and content of these poems were examined and compared by focusing on the poets' spatial perceptions. In the research, it was observed that there were some changes in the perceptions of these two poets, whose literature, which included depictions of animals, plants, and other elements surrounding their lives in the region where they lived, showed their perceptions of the environment as a whole. In these two poems, in which the desert is spatially emphasised, the meaning of the desert as home changes. For Shenfera, the desert is an intermediate space that is necessary for his freedom but where he is still in captivity; which enables him to exist virtuously. For Abu al-Neshnash, it is a place of comfort, wealth, and freedom. But for both of them, this space is surrounded by death, a price that must be accepted for the sake of existence.
Arabic Language and Literature Arabic Poetry Bandit (Ṣaʿâlîk) Poets Perception of Geography/ Space Shanfarâ Abu al-Nashnâsh al-Nahshalî.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Literary Studies (Other), Arabic Language and Rhetoric |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | April 30, 2024 |
Submission Date | December 28, 2023 |
Acceptance Date | March 23, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 23 Issue: Din ve Coğrafya |
Hitit Theology Journal is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License (CC BY NC).