This article analyses the incomplete Qur’anic manuscript Ayasofya 23 in the Ayasofya Collection of the Suleymaniye Library (Istanbul). The manuscript is written in Kufic on parchment and consists of 67 folios with five lines on each side. The rectangular manuscript measures 32.5x22 – 23.5x13.5 cm and contains suras 29/al-ʿAnkabūt, 30/al-Rūm, 31/Luqmān, 32/al-Sajdah, 33/al-Aḥzāb. Its sister manuscripts, many of them abroad, are scattered in ten different libraries and collections. The manuscript is remarkably diverse in terms of qirāʾāt and its ornamentation is conspicuous. The rasm is written in brown ink, the vowels are indicated with red dots, and the variant readings are mostly in green, rarely in gold ink. Takhmīs marks are similar to the letter hā, and taʿshīr marks are depicted in gilt ink in the form of flowers. The article analyses the manuscript in terms of content, codicology, orthography, verse separators, qirāʾāt, and ornamentation. It examines the manuscript in terms of its content, codicology, spelling, end-of-verse signs, pronouncing, recitation and ornamentation features. There are several Qur’anic manuscripts in Türkiye dating from the first century of the Hijra to later periods; however, a large portion of this heritage has not yet been the subject of research. Studies on Qur’anic manuscripts are valuable in terms of identifying historical connections. The examination of the relationship between existing manuscripts is important in determining the stemma of the manuscripts. Ultimately, these studies provide to follow the stages of the Qur’anic rasm. Many Qur’anic manuscripts dating back to early periods do not bear any colophons. Determinations can be made about the region in which the manuscript was studied and its connection with the Uthmanic codex through the comparison of its spelling features and recitations with other Mushafs. Spelling features are a potential area for developing our knowledge of where and when the manuscripts were produced. On the other hand, the corrections or additions made to the manuscript by secondary scribes show the journey that the manuscript has gone through. Although the leaves of Ayasofya 23 and the same Mushaf have been the subject of various studies, a detailed study has not been conducted on the leaves of the Mushaf found in the libraries in Türkiye. The relevant literature states that the vowels were initially marked with red ink and that the color of the ink applied later varied. Ayasofya 23 is in a special position in terms of both the presence of vowels and separating marks in different colors and the fact that different recitations are shown on the same copy. However, this situation is not specific to Ayasofya 23 but is a feature encountered in various Qur’anic manuscripts. The aim of this study is to contribute to the determinations based on the transmission of the Qur’anic text by examining the spelling and recitation preferences and the ways in which they are expressed. In the study, research was conducted on the origin of the manuscript and the history of the collections in which the Mushaf leaves were found, and a high probability was determined that the Mushaf leaves were distributed from Egypt to world collections. However, the origin of the manuscript remains unclear. Although there is no information on where the Mushaf leaves with the inventory number Topkapı E.H. 26 were transferred to the Topkapı Palace Library, there are only two sultan seals on these leaves. These are the seal of Bayezid II found on leaves 17b and 18a, and the seal of Abdulhamid I found on leaves 18a and 20a. Following the research conducted on the origin, codicological analyses were presented, and it was seen that the readability level of the manuscript was high. There are also sura titles, prostration, takhmīṣ and taʿshīr marks. It has been determined that there are three types of punctuation, including iʿjām, vowel points and iʿrāb. The text is largely vowel points; however, it has been determined that the vowel points in the middle of the word are irregular. It is understood that there is no rule that the scribe followed at this point. Taken together, these findings suggest that the mixed recitation method was used in the manuscript. In general, the red dots represent vowels, while the green and golden dots represent differences in recitation. When the orthographic features of the manuscript are examined, it is seen that the predominant spelling is with the ḥaḍf. The manuscript is in accordance with the seven recitations, mainly Abū ʿAmr b. ʿAlāʾand Ḥamza b. Ḥabīb.
Bu makale Süleymaniye Kütüphanesi Ayasofya Koleksiyonunda yer alan Ayasofya 23 numaralı nâtamam Kur’ân elyazmasını incelemektedir. Söz konusu elyazması Kūfī hattıyla parşömen üzerine yazılı ve her yüzünde beş satır bulunan 67 yapraktan müteşekkildir. Dikdörtgen formundaki yazmanın boyutları 32,5x22 – 23,5x13,5 cm’dir ve 29/el-ʿAnkebūt, 30/er-Rūm, 31/Luḳmān, 32/es-Secde, 33/el-Aḥzāb surelerini içermektedir. Kardeş nüshaları birçoğu yurt dışında olmak üzere 10 farklı kütüphane ve koleksiyona dağılmıştır. Yazma, kıraatler açısından kayda değer bir çeşitlilik arz etmektedir ve tezyinatı dikkat çekmektedir. Resm kahverengi mürekkeple imla edilmiş; harekeler kırmızı noktalarla belirtilmiş ve kıraat farklılıkları büyük oranda yeşil, nadiren altın mürekkeple gösterilmiştir. Taḫmīs işaretleri hā harfine benzer şekilde, taʿşīr işaretleri ise çiçek formunda altın mürekkeple resmedilmiştir. Bu makale elyazmasını muhteva, kodikoloji, imla, ayet sonu işaretleri, zabt, kıraat ve süsleme özellikleri çerçevesinde analiz etmektedir. Türkiye’de hicrî birinci asırdan başlayıp ileri döneme tarihlenen birçok Kur’ân yazması bulunmaktadır; ancak bu mirasın büyük bir kısmı henüz araştırma konusu olmamıştır. Kur’ân yazmaları üzerine yapılacak çalışmalar, tarihsel bağlantıları tespit etme noktasında kıymet taşır. Mevcut yazmalar arasındaki ilişkinin incelenmesi, yazmaların soy ağacının belirlenmesinde önemli yer tutmaktadır. Nihayetinde bu çalışmalar Kur’ân metninin günümüze değin geçirdiği aşamaların takibini mümkün kılar. Erken dönemlere tarihlenen birçok Kur’ân elyazmasında ferağ kaydı bulunmamaktadır. Üzerine çalışılan yazmanın hangi bölgeden neşet ettiği ve Osman mushafları ile bağlantısı hakkında imla özellikleri ve kıraatlerin diğer mushaflarla karşılaştırılması aracılığıyla tespitler yapılabilmektedir. İmla özellikleri, yazmaların nerede ve ne zaman üretildiğine ilişkin bilgimizi geliştirmenin bir yolu olarak potansiyel sunan bir alandır. Diğer yandan yazma üzerinde ikincil kâtipler tarafından uygulanmış tashih ya da eklemeler yazmanın geçirdiği yolculuğu gösterir. Ayasofya 23 ve aynı mushafa ait varaklar muhtelif çalışmalara konu olmuşsa da mushafın Türkiye kütüphanelerinde bulunan yaprakları üzerine ayrıntılı bir inceleme gerçekleştirilmemiştir. Kaynaklarda harekelerin ilk dönemde kırmızı mürekkep ile belirtildiği zamanla uygulanan mürekkep renginin çeşitlendiği ifade edilmektedir. İncelemeye konu olan yazma hem farklı renkte hareke ve ayırıcı işaretlerin bulunması hem de farklı kıraatlerin aynı nüsha üzerinde gösterilmesi bakımından özel bir konumdadır. Ancak bu durum yalnızca Ayasofya 23’e özgü olmayıp çeşitli Kur’ân yazmalarında karşılaşılan bir özelliktir. Bu çalışmanın amacı imla ve kıraat tercihlerinin ve bunların ifade ediliş biçimlerinin incelenerek Kur’ân metninin intikaline dayalı tespitlere katkı sunmaktır. Çalışmada, yazmanın menşei ve mushaf yapraklarının bulunduğu koleksiyonların tarihçesine dair araştırma yürütülmüş, mushaf yapraklarının Mısır’dan dünya koleksiyonlarına dağıldığına dair bir olasılık söz konusudur. Ancak yazmanın menşei halen belirsizdir. Topkapı E.H. 26 envanter numaralı mushaf varaklarının Topkapı Sarayı Kütüphanesine nereden intikal ettiği bilgisi mevcut olmamakla birlikte yalnızca bu varaklar üzerinde iki padişah mührü mevcuttur. Bunlar 17b ve 18a varaklarında bulunan II. Bayezid mührü ile 18a ve 20a varaklarında bulunan I. Abdülhamid mührüdür. Kökene dair yürütülen araştırmanın ardından kodikolojik tahliller ortaya konmuş, yazmanın okunabilirlik düzeyi yüksektir. Ayrıca sure başlıkları, secde, taḫmīṣ ve taʿşīr işaretleri mevcuttur. Elyazmada iʿcām ve iʿrāb noktalamaları bulunmaktadır. Metin büyük oranda harekelenmiştir ancak kelime ortasındaki harekelemenin düzensiz olduğu görülmektedir. Bu noktada kâtibin takip ettiği bir kuralın bulunmadığı anlaşılmaktadır. Yazmada karma kıraat metodunun kullanılmıştır. Genel anlamda kırmızı noktalar harekeleri, yeşil ve sarı noktalar ise kıraat farklılıklarını ifade etmektedir. Yazmanın imla özellikleri incelendiğinde hazifli yazımın ağırlıklı olduğu görülmektedir. Yazma, yedi kıraat imamından çoğunlukla Ebū ʿAmr b. ʿAlāʾ ve Ḥamza b. Ḥabīb ile uyum arz etmektedir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Tafsir |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Early Pub Date | December 28, 2024 |
Publication Date | December 30, 2024 |
Submission Date | August 1, 2024 |
Acceptance Date | November 14, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 23 Issue: 2 |
Hitit Theology Journal is licensed under a Creative Commons Attribution 4.0 International License (CC BY NC).