bone marrow transplant patients scheduled and the factors affecting the level of despair Material and Methods: The study has researched 104 people with bone marrow transplant plans from May to September 2013 in a private hospital, Bone Marrow Transplant Department. Demographic Characteristics Form, Beck Hopelessness Scale (BHS) and Beck Depression Scale (BDS) have been used in collecting data. Data have been later analyzed using percentage, Shapiro Wilks, Mann Whitney U test and Kruskal Wallis tests. Results: Analyses of the hopelessness level of patients based on BHS and the depression level based on BDS show that the patients are not hopeless (2,88group were higher than the scores of hopelessness. Statistically significant difference wasn’t detected sex, marital status, level of education, diagnosis, comorbidities, type of transplant, transplant number, antidepressant medication use between the levels of hopelessness. There is a positive and significant not strong relationship between the hopelessness score and the depression score. rs=0.438 p<0.01.n Conclusion: Based on these results, planned bone marrow patients can be said to have low levels of hopelessness and in the absence of depression
Amaç: Bu çalışma, kemik iliği nakli planlanan hastaların umutsuzluk düzeyi ve etkileyen faktörlerin incelenmesi amacıyla kesitsel ve tanımlayıcı olarak yapıldı.
Gereç ve Yöntem: Araştırma, Özel bir hastanenin Kemik İliği Nakli Merkezinde Mayıs-Eylül 2013 tarihleri arasında kemik iliği nakli planlanan, 104 hasta üzerinde gerçekleştirildi. Verilerin toplanmasında Demografik Özellikler Formu, Beck Umutsuzluk Ölçeği (BUÖ) ve Beck Depresyon Ölçeği (BDÖ) kullanıldı. Veriler; yüzdelik, Shapiro Wilks, Mann Whitney U testi ve Kruskal Wallis ile analiz edildi.
Bulgular: Hastaların BUÖ’ne göre umutsuzluk düzeyi ve BDÖ’ne göre depresyon düzeyi incelendiğinde umutsuzluğunun olmadığı (2,880,337) ve depresyon puanlarının normal (9,19 0,743) olduğu bulundu. 18-45 yaş grubunda olanların umutsuzluk puanları daha yüksekti. Cinsiyet, medeni durum, eğitim düzeyi, tanı, eşlik eden hastalık, nakil tipi, nakil sayısı, antidepresan ilaç kullanımı ile umutsuzluk düzeyi arasında istatistiksel olarak anlamlı fark belirlenmedi. Umutsuzluk puanı ve depresyon puanı arasında pozitif yönde güçlü olmayan önemli bir ilişki tespit edildi. (rs=0.438 p<0.01).
Sonuç: Bu sonuçlar doğrultusunda kemik iliği nakli planlanan hastaların, umutsuzluk düzeylerinin düşük olduğu ve depresyonlarının olmadığı söylenebilir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | RESEARCH ARTICLE |
Authors | |
Publication Date | January 4, 2015 |
Published in Issue | Year 2015 Volume: 2 Issue: 1 |