Translation
BibTex RIS Cite

Buhârî’nin Hadis Tedvîninin Rivâyet Tarihine Katkıları (Johann FUCK)

Year 2010, Volume: 8 Issue: 1, 145 - 164, 30.06.2010

Abstract

Alman dilbilimci ve şarkiyatçı Johann W. Fück 8 Temmuz 1894’te Almanya’nın Farnkfurt am

Main şehrinde marangoz bir babanın oğlu olarak doğdu. 1913 yılından 1918’e kadar Halle,

Berlin ve Frankfurt am Main üniversitelerinde şarkiyat ve klâsik filoloji tahsil etti. 1921 yılında

Muhammad Ibn Ishaq. Literaturhistorische Vntersuchungen adlı teziyle doktor oldu. 1930

yılına kadar klâsik diller ve İbrânîce okuttu; 1929’da doçentliğe yükseldi. 1930–1935 yılları

arasında Dakka Üniversitesi’nde Arap dili ve İslâm araştırmaları profesörü olarak çalıştı. Bir

ara özel bir görevle Frankfurt am Main Üniversitesi’nde faaliyet gösterdikten sonra 1938 yılında

Halle Üniversitesi’nden aldığı davet üzerine, hocası Hans Bauer’in ardından Semitik

Filoloji ve İslâm İlimleri kürsüsünün başına geçti. Aynı zamanda üniversitenin şarkiyat seminerleri

müdürlüğünü yürüttü ve Deutsche Morgenlandische Gesellschaft’ın kütüphanesini

yönetti ve 1965’te de sözü edilen kuruluşun fahrî üyesi oldu. 1962’de emekliye ayrıldı; ancak

seminer müdürlüğünü 1966’ya kadar sürdürdü. 24 Kasım 1974 tarihinde Halle an der Saale

şehrinde öldü. Fück özellikle dil eğitimine büyük önem vermiş, zamanın şarkiyatçılarınca

yaygın biçimde kabul edilen konularda tartışmaya girmeksizin yazdığı makalelerle tutumunu

ortaya koymuş, İslâm’ın diğer din ve medeniyetlerden devşirildiği iddialarına karşı çıkmış,

hadisin İslâm toplumunun birliğini temindeki rolüne işaret eden yazılar yazmıştır. Fück’ün

Arabiya: Untersuchungen zur arabischen Sprach-und Stilgeschichte (Berlin: Akademie-Verlag

I950, 148 sh.) adlı eseri Arap dili ve üslûp tarihi konusundaki ilmî tartışmalara önemli derecede

tesir etmiş olup, tercüme edilerek Arapça ve Fransızca olarak da yayımlanmıştır. Diğer

önemli eseri Die Arabischen Studien in Europa bis in den Anfang des 20. Jahrhun-derts (Leipzig:

Otto Harrassowitz 1955, viii+335 sh.), XX. yüzyılın başlarına kadar Avrupa’da yapılan

Arap diliyle ilgili araştırmalar üzerinedir. Fück, The Encyclopaedia of Islam’ın ikinci neşri için

de çeşitli maddeler yazmıştır.

Yazarın, Almancasından çevirisini sunduğumuz “Beitrage zur Uberlieserungsgestchichte von

Buhari’s Traditionssammlung” adlı bu makalesi müellifin önemli çalışmalarından birisi olup,

Zeitschrift der Deutschen Morgenländischen Gesellschaft (ZDMG)’da yayımlanmıştır

References

  • Hadis Tetkikleri Dergisi, (HTD), VIII/1, 2010.
Year 2010, Volume: 8 Issue: 1, 145 - 164, 30.06.2010

Abstract

References

  • Hadis Tetkikleri Dergisi, (HTD), VIII/1, 2010.
There are 1 citations in total.

Details

Primary Language Turkish
Journal Section Articles
Authors

Bekir Ezer This is me

Publication Date June 30, 2010
Published in Issue Year 2010 Volume: 8 Issue: 1

Cite

APA Ezer, B. (2010). Buhârî’nin Hadis Tedvîninin Rivâyet Tarihine Katkıları (Johann FUCK). Hadis Tetkikleri Dergisi, 8(1), 145-164.
AMA Ezer B. Buhârî’nin Hadis Tedvîninin Rivâyet Tarihine Katkıları (Johann FUCK). HTD. June 2010;8(1):145-164.
Chicago Ezer, Bekir. “Buhârî’nin Hadis Tedvîninin Rivâyet Tarihine Katkıları (Johann FUCK)”. Hadis Tetkikleri Dergisi 8, no. 1 (June 2010): 145-64.
EndNote Ezer B (June 1, 2010) Buhârî’nin Hadis Tedvîninin Rivâyet Tarihine Katkıları (Johann FUCK). Hadis Tetkikleri Dergisi 8 1 145–164.
IEEE B. Ezer, “Buhârî’nin Hadis Tedvîninin Rivâyet Tarihine Katkıları (Johann FUCK)”, HTD, vol. 8, no. 1, pp. 145–164, 2010.
ISNAD Ezer, Bekir. “Buhârî’nin Hadis Tedvîninin Rivâyet Tarihine Katkıları (Johann FUCK)”. Hadis Tetkikleri Dergisi 8/1 (June 2010), 145-164.
JAMA Ezer B. Buhârî’nin Hadis Tedvîninin Rivâyet Tarihine Katkıları (Johann FUCK). HTD. 2010;8:145–164.
MLA Ezer, Bekir. “Buhârî’nin Hadis Tedvîninin Rivâyet Tarihine Katkıları (Johann FUCK)”. Hadis Tetkikleri Dergisi, vol. 8, no. 1, 2010, pp. 145-64.
Vancouver Ezer B. Buhârî’nin Hadis Tedvîninin Rivâyet Tarihine Katkıları (Johann FUCK). HTD. 2010;8(1):145-64.

İlim Tasavvurumuz Üzerine…

İslâm ilim geleneği, ihtiva ve temsil ettiği zâhirî, aklî, felsefî ve irfânî zenginliği ile küllî bir gerçekliği yansıtmaktadır. Söz konusu zenginlik alanlarının her birisi meşrûiyyetini, kendi usûlü dairesinde hakikat arayışı süreci içerisinde bulunuşuyla temellendirmektedir. Başlı başlarına müstakil birer ilim dalı olmaları ve bunun neticesinde tarifi, gayesi ve mesâili itibariyle sınırları belirgin olsa da, ortak bir tasavvura aracılık etmeleri dolayısıyla kaçınılmaz biçimde, bünyesinde sair ilimlerle kendi zaviyelerinden müştereklikler barındırır. Ne var ki, kendine has mesâildeki farklılaşmalar, bütünün temsil ettiği küllî tasavvurun varlığına engel değildir.
Geçmişte ve günümüzde, geleneğin bu yönü gözden kaçırıldığında, ilimler arası irtibat, sözü edilen müştereklikler üzerinden değil, ayrışmalardan hareketle kurulmaya çalışılmıştır. Esasen İslâm ilim geleneğini, ilimler arası iç çekişmelerin ve tartışmaların odağı olarak görmek böyle bir yaklaşım neticesinde ortaya çıkmıştır. Kadîm ilim geleneğimizi fikrî karışıklığın odağı olarak görme zafiyetini sadece şarkiyat geleneğinin bir refleksi imiş gibi kabul etmek kolaycı bir yaklaşımdır. Şarkiyat geleneği ‘ötekinin duruşunu’ temsil ettiği için dikkate alınması ve zafiyetlerine odaklanılması gereken, ‘öteki’lerin dışında kalanlar, yani ‘biz’ olmalıyız.
İlim ehli taifeyi teşkil eden bizlerin bu süreçte yapması gereken, dışardan ve çatışma odaklı yaklaşımı bir yana bırakıp; kendilerini İslâm tasavvurunu zayıflatmaya adamış kişilerin yöntemlerinin üst dilini keşfederek, benzer hatalara düşmekten kurtulmak, muhtelif ilimleri aynı müştereklikte cem eden kadîm geleneğimizin üst tasavvuruna odaklanmaktır.
İslâm toplumu olarak, fikrî hamlemizi gerçekleştirmemiz, körü körüne taklîdi bir yana bırakıp, bize ait değerler manzumemizi keşfetmemize bağlıdır. Modern çağın bilgi üzerindeki bizi kuşatan tahakkümü ve kendi değerlerini bize taşıyan imkânlarını ‘mihengimize’ vurmadan özümseme, bizi sürekli olarak kimliğimizden uzaklaştırmaktadır. Günümüzde öğrendiğimiz en önemli esas, ‘bilginin/ma‘lûmâtın’ kutsallığı iddiasıdır. Oysa her dönemde, mukaddes olan hakikat ve ma‘rifettir. Bir başka ifade ile varlığımız meşrûiyyetini bilgi peşinde koşmamızdan değil, hakikat yolcusu olmamızdan almalıdır.
Doğru yanlış her türlü bilginin kutsanması sebebiyledir ki, arama motorları ve sosyal medya plâtformaları üzerinden paylaşılan veriler, tıpkı, geçmişte ilimler ve ilim ehli arasında sadece ma‘lûmâta odaklanıldığında, ilimler arasındaki müşterek zeminin fark edilememesi ve İslâm tarihinin çatışmalar tarihi şeklinde algılanması gibi, bir ölçüye vurulmaksızın yaygınlığı nisbetinde doğru ve tayin edici bir konum ihrâz etmiştir. Bizler geçmişin ve günümüzün tecrübesinden istifade ederek, tekrar aynı hataya düşmediğimizden emin olmalıyız.
Şu halde, ilim ehline düşen, öncelikle ilimlerin usûlleri ve telif tarzlarının müşterekliğini temin eden ‘üst dilini’; bir başka ifade ile ‘küllî tasavvurunu’ keşfe yönelik gayretlerini arttırmaktır. İlmin bugünkü temsilcilerinin, İlâhî hakîkati zâhirî, aklî, rûhî, kalbî, irfânî plânda idrak için ömür tüketen geçmiş âlim, hakîm ve ârifler ile eserler üzerinden bağ kurmak suretiyle, onların arayış tecrübelerinden istifade etmeleri, ilimleri kuşatan küllî tasavvurun idrâkini mümkün kılacaktır. Bizi küllî tasavvura ulaştıracak olan vasıta, bazen dilin sunduğu imkânlar, bazen akıl, mantık ve felsefenin hâsıl ettiği kazanımlar, bazen de kalbin ve irfânî geleneğin ulaştığı hakikatler olabilecektir.
Bütün bu hususların arayışı içerisinde olan, Hadis Tetkikleri Dergisi (HTD) aracılığı ile de, bize ait duruşa ve müşterek tasavvuru keşfin zaruretine dikkat çekmeyi kaçınılmaz görüyoruz. Bir başka ifade ile, tedbirimizi alıp, tedârikimizi ikmâl ederek seyrimize devam etmenin mutlak ihtiyacımız olduğunu fark ederek, ‘cihet-i vahdemizi’ yeniden hatırlamalı, uydu olmaktan, ezilmişlikten kurtulmalı, kendimize ait usûl, ulemâ ve kitâbiyâta dönmeli, ilmî düşünüşümüzü yeniden ‘âlî tasavvurumuza’ uygun hâle getirmeliyiz.
Kırk ikinci sayımızla, akademik dergicilikte kemâle erdiğimizin göstergesi olarak, kesintisiz yayın hayatını sürdürerek, geride bıraktığımız ilk yirmi yılın ardından, Hadis Tetkikleri Dergisi’nin bu nüshasında; hadis ilimlerinin muhtelif alanlarında ilginizi çekecek tetkiklere yer verdik. İslâm coğrafyasının uzak diyarlarının tasavvurlarını bize sunan makaleler, eser tetkikleri, bilimsel etkinlik ve kitap tanıtımları bu sayımızda sizlerin ilgisine arz ettiğimiz içeriğimizdir.
Destekleriniz sayesinde muhteviyâtı daha da zenginleşecek olan Hadis Tetkikleri Dergisi (HTD) işaret edilen hususlarda bize iletilen her türlü talebe açık olup, bütün imkânlarını kullanarak arzu edilen hususlarda yazarlarımızın yanında olmaya çalışacaktır.
Geride bıraktığımız yirmi yıl ve kırk iki sayı boyunca Hadis Tetkikleri Dergisi’ne (HTD) destek olan, sahip çıkan, bizleri cesaretlendiren, yazılarıyla bizi onurlandıran hayatta olan ve ahirete irtihal eden bütün hoca ve kardeşlerimize şükranlarımızı sunarken, bundan sonra da HTD’nin imkânlarının, araştırmacılarımızın hizmetinde olduğunu te’yîden ifade istiyoruz. Gelecek sayılarımızda görüşmek dileğiyle...
Saygılarımızla...

İbrahim HATİBOĞLU