Ümmet-i icâbet olarak, uzunca bir süreden beri dinî tasavvur ve bize ait tefekkürün içtimâî hayata yön vermesi konusunda ciddi bir zâfiyet içerisindeyiz. Kendimize ait tasavvurumuzun unutturulduğu ve ‘ötekinin değerler dizini’nin öz benliğimizin vazgeçilmezleri yerine ikâme edildiği, yenilmişlik ve aşağılık duygusuna kapıldığımız dönemlerden beri ilmî ve içtimâî seyrimizi kontrol etme ve yönlendirme melekemizi kaybettik. Bunun farkına varan dindar mütefekkir câmia dahi, kendimize ait tasav-vurumuza parçacı bir nazarla bakıp ‘mevcut duruma razı olup, onun içerisinde kalarak’ çare arama yolunu tercih etmiş ve etmektedir.
Ümmet-i icâbet olarak, uzunca bir süreden beri dinî tasavvur ve bize ait tefekkürün içtimâî hayata yön vermesi konusunda ciddi bir zâfiyet içerisindeyiz. Kendimize ait tasavvurumuzun unutturulduğu ve ‘ötekinin değerler dizini’nin öz benliğimizin vazgeçilmezleri yerine ikâme edildiği, yenilmişlik ve aşağılık duygusuna kapıldığımız dönemlerden beri ilmî ve içtimâî seyrimizi kontrol etme ve yönlendirme melekemizi kaybettik. Bunun farkına varan dindar mütefekkir câmia dahi, kendimize ait tasav-vurumuza parçacı bir nazarla bakıp ‘mevcut duruma razı olup, onun içerisinde kalarak’ çare arama yolunu tercih etmiş ve etmektedir.
Primary Language | Arabic |
---|---|
Subjects | Hadith |
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 31, 2024 |
Submission Date | December 23, 2024 |
Acceptance Date | December 24, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 22 Issue: 2 |