Eski Mısır’da insanların birbirleri ile etkileşimlerinde ve tanrılarla olan ilişkilerinde belirleyici olan Maat anlayışı, inananlara erdemli bir yaşantının yolunu da göstermekteydi. Erdem ahlakına dair yazılı en eski metinlerinin oluşturulduğu Eski Mısır’da bin yıllar boyunca kabul gören Maat anlayışı, ideal insanı tarif etmekteydi. Eski Mısır’da binyıllar içerisinde teoloji anlayışları ve tanrıların yücelik sıralamaları değişse dahi erdemli davranışlara sahip olan ideal insanın tanımı, küçük farklılıklar dışında, aynı kalmıştır. Eski Mısır’da tanrıların razı olacağı ve kralın tebaa olarak sahipleneceği bireyin, günümüzde erdemli davranışlar olarak kabul edilen bütün davranışları sergilemesi beklenmekteydi. Eski Mısır’da bireyin hayatına yön vererek, sosyal yaşamın düzenleyicisi olan Maat anlayışı, toplum içerisinde yaşamayı kabul eden her bireyin uyması gereken kuralları içerisinde barındırmaktadır. Bu kurallar, insanların birbirine zarar vermeden ve yardımlaşarak yaşamlarını devam ettirmesini amaçlamıştır. Bu temel amaç dışında Eski Mısır’da yaşamın devamlılığını için vazgeçilmez olan tarımsal üretim devamlılığını sağlamak da Maat anlayışı içerisinde kendisine yer bulmuştur. Eski Mısır’da yaşamı kuşatmış olan Maat anlayışı, erdemli davranışlar sonucunda yeryüzündeki hayatı güzel ve anlamlı kılmayı sağladığı gibi ölümden sonra da sonsuz bir yaşamı sağlamaktaydı. Eski Mısır’da, döneminin diğer medeniyetlerine kıyasla, oldukça güçlü bir ölümden sonraki yaşam inancı bulunmaktadır. Eski Mısır’da tanrılar tarafından yaratılmış olan yeryüzünün insanlar için geçici bir mekân olduğuna inanılmış ve inananların yeryüzündeki davranışların karşılığından ölümden sonraki hayatın tanrılar tarafından belirleneceği düşünülmüştür. Eski Mısır’da kişi, erdemli davranışlar sergilemiş ise sonsuza kadar süren güzel bir hayata kavuşacağı fakat tanrılara ve diğer insanlara karşı kötülük yapmış ise cezalandırılacağı bir yere sürüleceğine inanılmıştır. Eski Mısır’da kişinin, erdemli davranışlar gösteren birisi olduğuna, ölümden sonra kalbinin tartılması ile karar verilmekteydi. Eski Mısır’da ruhu barındıran kişinin ölümden sonra kalbi, birçok tanrının huzurunda Tanrı Anubis tarafından ilahi bir terazinin bir kefesine konduktan sonra diğer kefeye Tanrıça Maat’ın başında taşıdığı deve kuşu tüyü yerleştirilmekteydi. Eğer kalp ve tüy dengede kalırsa kalbin sahibinin erdemli biri insan olduğu anlaşılarak sonsuz bir yaşamı kazandığına inanılmıştır. Kötü davranışlar ile dolu olduğundan dolayı ağırlaşıp deve kuşu tüyünden ağır olan kalbin sahibi ise cezalandırılmaya gönderilmiştir. Bu çalışma, Eski Mısır’da inancın sosyal yaşamdaki yönünü belirleyen Maat anlayışının, erdem ahlakı tarafından nasıl biçimlendirildiğini, günümüze ulaşmış olan metinler üzerinden açıklamayı amaçlamaktadır.
The understanding of Maat, which was decisive in the interaction of people with each other and their relations with the gods in ancient Egypt, also showed the believers the way of a virtuous life. The understanding of Maat, which was accepted for millennia in Ancient Egypt, where the earliest written texts on virtue ethics were created, described the ideal man. Even though the understanding of theology and the order of exaltation of the gods changed over the millennia in ancient Egypt, the definition of the ideal man who had virtuous behavior remained the same, except for minor differences. In ancient Egypt, it was expected that the individual, whom the gods would approve and the king would own as a subject, would exhibit all the behaviors that are accepted as virtuous behavior today. The understanding of Maat, which is the organizer of social life by directing the life of the individual in Ancient Egypt, contains the rules that every individual who accepts to live in society must comply with. These rules aimed for people to continue their lives without harming each other and by helping each other. Apart from this main purpose, ensuring the continuity of agricultural production, which is indispensable for the continuity of life in Ancient Egypt, also found a place in the understanding of Maat. The understanding of Maat, which encompassed life in ancient Egypt, not only made life on earth beautiful and meaningful as a result of virtuous behavior, but also provided an eternal life after death. Compared to other civilizations of its time, Ancient Egypt had a very strong belief in the afterlife. In ancient Egypt, it was believed that the earth, which was created by the gods, was a temporary place for people, and it was thought that the life after death would be determined by the gods in return for the behavior of the believers on earth. In ancient Egypt, it was believed that if a person exhibited virtuous behavior, he would have a beautiful life that lasted forever, but if he had done evil to the gods and other people, he would be exiled to a place where he would be punished. In ancient Egypt, a person's virtuous behavior was determined by weighing his heart after death. In ancient Egypt, after death, the heart of the person holding the soul was placed in one pan of a divine scale by the god Anubis in the presence of many gods, and then the ostrich feather that Goddess Maat carried on his head was placed in the other pan. It was believed that if the heart and feather remained in balance, it was understood that the owner of the heart was a virtuous person, and that he would gain eternal life. The owner of the heart, which was heavy and heavier than an ostrich feather, was sent to be punished because it was full of bad behavior. This study aims to explain how the understanding of Maat, which determines the direction of belief in social life in Ancient Egypt, was shaped by virtue ethics, through texts that have survived to the present day.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 15, 2022 |
Submission Date | November 1, 2022 |
Published in Issue | Year 2022 Volume: 2 Issue: 2 |
İdrak, is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).