As a Muslim living in Europe and a descendant of the Ottoman legacy, Aliya Izetbegović embodied the traces of both Eastern and Western civilisations in his thought and philosophy. He synthesised the cultural and intellectual relationship between these two ancient civilisations within his worldview and philosophy. Aliya reflected the coexistence of a positivist-materialist civilisation on one hand and a civilisation that, despite modernity, retained its mystical and emotional essence on the other. Influenced by Islam, which integrates the duality of the worldly and the spiritual, as well as matter and meaning, Aliya saw the manifestation of this unity in humanity itself. Criticising the reductionist and soulless view of humanity in the West, particularly the Hobbesian perspective, he argued that human beings transcend factual realities and scientific paradigms. Growing up in a positivist and materialist educational system, Aliya believed in the necessity of uniting secular and religious sciences. Viewing the weakness and fragmentation of the Islamic world as rooted in issues of humanity and education, Aliya envisioned the establishment of a strong society, state, and civilisation based on a moral understanding of humanity and education. This article examines Aliya Izetbegović’s perspectives on humanity and education, drawing on his writings and secondary sources. Following a literature review, the study employs qualitative research methods, particularly textual analysis. Within the context of the global world’s challenges in general, and those of the Islamic world in particular, this study explores Aliya’s understanding of humanity and education as a Balkan thinker and statesman navigating between East and West. The findings reveal that Aliya’s educational philosophy was grounded in a human-centred and Islamic approach, aimed at bridging cultures and addressing fundamental societal issues.
Hem Avrupa’da yaşaması hem de Müslüman olması sebebiyle Izzetbegoviç, Osmanlı mirasının bir ferdi olarak Doğu-Batı medeniyetlerinin ve coğrafyasının izlerini taşır. O, iki kadim medeniyet arasındaki kültürel ve entelektüel ilişkiyi zihin dünyasında ve kendi felsefesinde cisimleştirir. Bir yanda pozitivist-materyalist uygarlığın içinde yaşayan diğer yanda tüm birikimiyle mistik ve duygusal cihetini yitirmemiş medeniyetin izleklerini taşımaktadır. İnsan anlayışı bakımından dünyeviliği-uhreviliği, madde-mana dualitesini kendinde bulunduran İslam’dan etkilenen Aliya için madde-mana birlikteliğinin tezahürü insanda ortaya çıkar. Batının tek boyutlu ve Hobbesçu insan algısının ruhsuzluk içerdiği söyleminden hareketle insanın olgular düzlemini ve bilimsel paradigmaları aşan bir varlık olduğunu düşünür. Pozitivist ve materyalist bir eğitim sistemi içinde büyüyen Aliya, beşerî ilimlerle dini ilimlerin birliktelik içermesi gerektiğini düşünen biriydi. İslam dünyasının zayıflığı ve dağınıklığının nedenini insan ve eğitim sorunu olduğunu düşünen bilge düşünür Aliya, ahlaka dayanan insan ve eğitim anlayışıyla güçlü bir toplum, devlet ve medeniyetin kurulacağını düşünmekteydi. Bu makalede genelde küresel dünyanın özelde İslam dünyasının sorunlarına- Doğu-Batı arasındaki bir Balkan düşünürü ve devlet adamı olan Aliya İzzetbegoviç bağlamında- İnsan ve Eğitime incelenecektir.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Systematic Philosophy (Other) |
Journal Section | Reviews |
Authors | |
Early Pub Date | December 13, 2024 |
Publication Date | December 15, 2024 |
Submission Date | September 19, 2024 |
Acceptance Date | December 3, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 4 Issue: 2 |
İdrak, is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International License (CC BY NC).