Tasavvuf erbabından, taşkınlık anında gayrı şuurî olarak zuhur eden ve tasavvuf dilinde şathiyye olarak isimlendirilen söz ve davranışlar, tarihten günümüze birçok tartışmanın konusu olmuştur. İspatlanması da çürütülmesi de mümkün olmayan bu tür söylemlerin hakiki manalarını ve maksatlarını, söyleyenden başkasının bilmesi zordur. Sahv, sekr, gaybet ve galebe halinde söylendiğine inanılan bu ifadeler, zahiren dinî hükümlere muhalif görüldüğü için, bu hallerden dolayı birçok sûfî küfürle itham edilmiş, dahası, katledilmeleri için fetvalar verilmiştir. Buna mukabil ehl-i tasavvuf bu ithamları bertaraf etmek ve söz konusu söylemleri savunmak amacıyla değişik mekanizmalar geliştirmişlerdir. Bu mekanizmalardan birisi de şatahat ifade eden söz ve davranışları, ayet ve hadislere dayandırma veya ayet ve hadislerden bu ifadelere destek bulma çabalarıdır. Ancak kullandıkları ayet ve hadislerin, çok azı hariç, söz konusu ifadelerle yakından ilgileri görülmemektedir.
Statements and attitudes called ecstatic utterance in mystical language and happened unconsciously in overflowing from the dab of Sufism have been the matter of a lot debates until today. It is difficult to know the true meanings and purposes of such statements, which are not possible both proving and refutation them, for someone else from who tell it. It is believed that these statements have been said in recovery, ecstasy, lost and supremacy; such that since they have outwardly been seemed contrary to religious rules, wherefore these aspects many of the Sufis have been accused of unbelief, furthermore, they have been given fatwas to be murdered. For all that, the dab of Sufism has been developed some solutions in order to get rid of these imputations and to defend the aforesaid statements. One of these solutions is the effort of attributing the statements and attitudes that signify ecstatic utterances to verses and hadith, and of approving to them by verses and hadith. But verses and hadith they have used, except for spot of them, had no concern with aforesaid statements.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | April 1, 2012 |
Published in Issue | Year 2012 Issue: 1 |