Bu çalışma, Virginia Woolf'un Mrs Dalloway isimli romanını Londra'daki savaş sonrası deneyimin inceliklerini haritalayan kartografik bir çalışma olarak ele almaktadır. Tüm eylemini tek bir güne sığdırarak hareketliliği ve mekânı ön plana çıkaran roman, Birinci Dünya Savaşı'nın yaygın etkilerini ve onun bireyler ve toplum üzerindeki sonuçlarını incelemektedir. Romanın bu mekân odaklı edebi tahlili, eserdeki girift, ilişkisel mekansallığa ve mekânsal üretim süreçlerine değinerek toplumsal sistem ve bireyler arasındaki ihtilaflı ilişkiyi mekanlar ve mekan üretimine katılabilme bakımından ele almaktadır. Nitekim, bir katalizör etkisi gören savaş sonrasında hem Londra hem de savaşa bizzat katılsın ya da katılmasın bireyler birçok bakımdan değişmiş görünmektedir. Fakat, Woolf’un eserinde resmettiği üzere, statüko ve statükonun temsilcisi kurum ve kişiler bu değişikliği bir bakıma reddetmekte ve savaş öncesi yapının muhafazasına ve tekrar inşasına yönelik bir tutum içerisindedir. Kartografik bir vesika olarak roman mekâna yansıdığı haliyle savaş sonrası döneme ait değişimleri, statükonun temsilcisi karakterlerin aksine Clarissa ve Septimus gibi bireylerin var olan yapıya daha fazla ayak uyduramayarak toplumsal ve mekânsal dönüşüme bizzat katılma ihtiyaçlarını, ilkinin bunu bir nebze başarırken ikincinin hayatını intiharla hayatını sonlandırdığı süreçleri incelemektedir. Esere yönelik getirdiğim mekân odaklı taklil amacı doğrultusunda, Henri Lefebvre ve Edward Soja gibi sosyal ve beşerî bilimlerde mekânsal dönüşün önemli teorisyenlerinin kuramlarına başvurularak fiziksel mekânlar, baskın söylemler ve roman karakterlerinin yaşanılan mekânlarla olan ilişkileri ele alınmaktadır. Çalışmada ortaya koyulduğu üzere, Mrs Dalloway, bizzat eleştirel bir mekân olarak, özel ile kamusalın, yaşanan ile hayal edilenin, geçmiş ile şimdinin yakınsamasını haritalar ve böylece toplumsal sistem tarafından tanımlanan ve icbar edilen baskın mekânsal söylemlere karşı alternatif mekânsal üretim taktiklerini ele almaktadır.
The present study examines Virginia Woolf’s Mrs Dalloway as a cartographic work mapping the intricacies of post-war experience in London. The novel, telescoping all of its action into one single day and foregrounding mobility and space, captures the pervasive effects of the Great War and its ramifications on the individuals and on society, and this spatially-oriented literary analysis of it investigates the diverse yet relational processes of spatial production. To this end, the physical spaces, dominant discourses and the characters’ negotiation of their lived spaces will be addressed by referring to the spatial theories of scholars such as Henri Lefebvre and Edward Soja. Mrs Dalloway, as a critical textual space, charts the convergence of the private and the public, the lived and the imagined, the past and the present, and thereby contests the dominant spatial discourses as defined and prescribed by the social system.
Primary Language | English |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | January 31, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Issue: 32 |