Bu çalışma tüberkülozlu olgularda bakteriyolojik, radyolojik, klinik özellikler, laboratuvar bulguları, ilaç direnç oranları, tedaviye yanıt ve yan etkiler yönünden kadın ve erkekler arasında fark olup olmadığını araştırmak amacıyla planlandı. Kliniğimizde 4 yıllık period içerisinde bu tanı ile yatan olguların retrospektif olarak dosya kayıtları incelenerek ilk 100 kadın (yaş ort. 48.9) ve 100 erkek olgu (yaş ort. 47.3.) çalışmaya alındı. Her iki grupta en sık rastlanan semptom öksürük olup, balgam çıkarma dışında, semptomlar açısından gruplar arasında anlamlı farklılık saptanmadı. Semptomların başlama süresi kadınlarda daha yüksek bulundu (p=0.552). Kadınlarda tüberkülozlu ile temas (p=0.014), erkeklerde alkol ve sigara alışkanlığı belirgin olarak daha yüksek oranda saptandı (p=0.000). Laboratuvar değerlerinde; anemiye kadınlarda, hipoalbuminemiye erkeklerde anlamlı ölçüde daha yüksek oranda rastlandı. Tüberküloz ilaçlarına karşı toplam direnç erkeklerde, daha yüksek oranda bulundu (p=0.268). En sık görülen yan etki hepatotoksisite idi (p=0.843). Bir aylık tedavi sonrası radyolojik yanıt bakımından gruplar arasında anlamlı fark saptanmadı (p=0.366). Kadın ve erkek tüberkülozlu olgular arasında hastalığın prognozunu ya da tedavisini değiştirecek herhangi bir özellik saptanmamıştır. Tüberküloz kontrol programları geliştirilmesinde cinsiyet farklılıkları konusuna karşı duyarlı olunmalıdır.
This study has been planned with the aim of researching the differences between male and female tuberculous cases according to bacteriological, radiological and clinical features, laboratory findings, rates of drug resistance, response to treatment and side effects of drugs. After retrospective analysis of the records of patients hospitalized in our clinic with the diagnosis of tuberculosis during a four year period, the first 100 male and 100 female cases have been included the study. While cough was the most frequent symptom in both groups, any significant difference wasn't observed among the symptoms except for sputum. The period of time for initiation of symptoms was longer in females (p=0.552). In females, the history of contact with tuberculous patient was significantly more (p=0.014), in males smoking and alcohol abuse were more (p=0.000). Among laboratory findings, anemia was more significant in females and hypoalbuminemia was more significant in males. The rate of total resistance to anti-tuberculosis agents was higher in males than in females (p=0.268). The most common side effect of treatment was hepato-toxicity and no difference was found between males and females according to the frequency of side effects (p=0.843). After a period of treatment for one month, any difference wasn't observed between the groups according to radiological response (p=0.366). Between male and female tuberculous cases, any statistically significant difference, that can alter the prognosis or treatment of tuberculosis, wasn't observed. Gender differences must be considered while developing tuberculosis control programmes.
Other ID | JA94EP78GD |
---|---|
Journal Section | Case Report |
Authors | |
Publication Date | October 1, 2008 |
Published in Issue | Year 2008 Volume: 22 Issue: 2 |