Son yıllarda tıp ve yaşam bilimleri alanlarındaki gelişmeler ve kimi biyoetik sorunlar, hukuki ve insan hakları ile ilgili pek çok etik ve politik tartışmayı beraberinde getirmiştir. Bunlar arasında üreme teknolojilerini ilgilendiren meseleler, otonomiyi ilgilendiren meseleler ve hibrit alanlar bulunmaktadır. Meselelerin göbeğinde ise, insanın ontolojik ve hukuki statüsüne bir güvence verme iddiasında olan uluslararası insan hakları manzumeleri yer almaktadır. Söz konusu manzumelerin konuyu ilgilendiren doruğu, BM Biyoetik İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi ise tartışmaları karşılayacak yeterlilikleri ve yetersizlikleriyle ayrıca incelenmeye değerdir
Recent progresses in life sciences, medicine and some other bioethical issues have brought about ethical and political debates over law and human rights. The issues related to the reproductive health, individual autonomy and the hybrid domains are some of them. At that point the human rights system, which claims to give assurance to the ontological and judicial statute of human beings, triggers many other issues connected to those debates. However, the climax of the system, which is related to bioethics, is the UN Universal Declaration on Bioethics and Human Rights and, is worth to be evaluated with its pros and cons regarding the current and future bioethical debates
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Research Article |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 1 Haziran 2016 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2016 Cilt: 34 |