The traditional administrative justice, in which the judge operates with quite limited powers, proves insufficient in safeguarding fundamental rights and freedoms. To ensure the protection of those benefiting from public services against the exercise of administrative power privileges, it is necessary for the administrative judge to act with strong powers. However, as a result of historical reasons, administrative judges have been confined within narrow limits. For justice to be realized through litigation, it must be rapid and effective. The methods inherent in the traditional procedure of administrative justice, such as the suspension of execution, action for annulment and full remedy action, hinder the realization of justice. Since the 1980s, reforms have been undertaken in France to make administrative justice more effective. The reforms of the penal clause for disobedience (astreinte) in 1980, the judicial injunction (injonction) in 1995 and finally the urgent procedure (référé) in 2000 are the fundamental steps that modernized the traditional administrative justice in France. The star of the urgent procedures has been the urgent procedure of freedom (référé-liberté). Within the scope of urgent procedure of freedom, the urgent procedure judge may take all necessary measures, including injunctions, within 48 hours to end any serious and clearly unlawful violation of a fundamental right or freedom committed by the administration. However, Turkish administrative justice continues to be confined to procedural rules that are ineffective in safeguarding fundamental rights and freedoms.
administrative justice urgent procedure urgent procedure of freedom référé-liberté safeguarding fundamental rights and freedoms
Hâkimin oldukça sınırlı yetkilerle hareket ettiği geleneksel idari yargılama usulü temel hak ve özgürlükleri korumada yetersiz kalmaktadır. Kamu gücü ayrıcalıklarını kullanan idare karşısında, adalet kamu hizmetinden yararlanan kişilerin korunabilmesi için idari hâkimin güçlü yetkilerle hareket etmesi gerekir. Oysa tarihsel sebeplerin bir sonucu olarak idari yargıda hâkimler dar sınırlara hapsedilmiştir. Adaletin dava yoluyla somutlaşması için hızlı ve etkili olması gerekir. Geleneksel idari yargılama usulünde yürütmenin durdurulması, iptal davası ve tam yargı davasından ibaret olan yöntemler, adaletin somutlaşmasını engellemektedir. Fransa’da 1980’li yıllardan itibaren idari yargının etkili hâle getirilmesi için reformlar yapılmaktadır. 1980 yılında itaatsizlik cezai şartı (astreinte), 1995 yılında yargısal emir (injonction) ve nihayet 2000 yılında ivedi yargılama usulü (référé) reformları, Fransa’da geleneksel idari yargıyı modernleştiren temel adımlardır. İvedi yargılama usulünün yıldızı ise özgürlük ivedi yargılaması (référé-liberté) olmuştur. Özgürlük ivedi yargılaması kapsamında, idarenin bir temel hak ve özgürlüğe yönelik ağır ve açıkça hukuka aykırı ihlalinin sona erdirilmesi için ivedi yargılama hâkimi 48 saat içinde yargısal emir de dâhil olmak üzere her türlü tedbiri alabilir. Türk idari yargısı ise temel hak ve özgürlükleri korumada etkisiz olan usul kurallarına mahkûm olmaya devam etmektedir.
idari yargı ivedi yargılama usulü özgürlük ivedi yargılaması référé-liberté temel hak ve özgürlüklerin korunması
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Konular | İdare Hukuku, Yurtiçi İnsan Hakları Hukuku |
Bölüm | Araştırma Makaleleri |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 13 Ağustos 2024 |
Gönderilme Tarihi | 4 Nisan 2024 |
Kabul Tarihi | 5 Temmuz 2024 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2024 Cilt: 42 Sayı: 1 (Cumhuriyetin 100. Yılında Ulusal İnsan Hakları Mekanizmaları Sempozyumu Özel Sayısı) |