İsmet İnönü yılları, Türk dış politikasında Ortadoğu ile ilişkiler söz konusu olduğunda iki farklı dönemi birbirine bağlayan bir geçiş dönemini ifade eder. Atatürk’ten devraldığı yarı izolasyonist yaklaşımı, kendi döneminin koşulları içinde dönüştürüp sonraki Menderes yönetimine Batı bloğu adına Ortadoğu’yla yakınlaşma biçiminde devretmiştir. Bununla birlikte homojen görüntüsüne rağmen Ortadoğu bölgesi oldukça değişik siyasal yapılardan oluştuğu için buraya yönelik tek tip bir siyasetten de bahsedilemez. Bunun yerine her bir ülkeyle farklı ve o günkü siyasal niteliğine göre ilişkiler kurulmuştur. O tarihte henüz bir kısmı bağımsız durumdaki Ortadoğu ile ilişkilerde, İran, Ürdün ve Irak ile iyi düzeyde seyreden yakınlaşmalara karşın, Mısır ve Suriye ile güvensizliğe dayalı bir ilişki olmuştur. Tüm bu denklem içinde iyice belirginleşen Filistin ve İsrail sorunu Türkiye’nin dış politikası ile ilgili gündeminde ağırlığını hissettirmeye başlamıştır. Bunun yanında Türkiye’nin Ortadoğu ülkeleri ile ilişkilerinde 1939-45 arası dönemde, İngiltere ve Fransa önemli bir denge unsuru olurken, 1945-50 arasında ise ABD ve Sovyetler Birliği ile ilişkiler en önemli belirleyici faktör haline gelmiştir.
Bulunmamaktadır
Bulunmamaktadır
The years of İsmet İnönü represent a transitional period that connects two different periods in Turkish foreign policy when it comes to relations with the Middle East. He transformed the semi-isolationist approach he had inherited from Atatürk within the conditions of his own period and transferred it to the next Menderes administration in the form of convergence with the Middle East on behalf of the Western bloc. However, despite its homogeneous appearance, since the Middle East region consists of quite different political structures, it is not possible to talk about a uniform politics here. Instead, relations with each country were established differently and according to the political nature of that day. Despite good rapprochement with Iran, Jordan and Iraq in relations with the Middle East, which was still partially independent at that time, there was a relationship based on distrust with Egypt and Syria. The Palestine and Israel problem, which became more evident in all this equation, started to make itself felt on the agenda of Turkey's foreign policy. In addition, in the period between 1939-45, England and France were an important balancing factor in Turkey's relations with the Middle East countries, while between 1945-50 relations with the USA and the Soviet Union became the most important determining factor.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | January 15, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 Volume: 6 Issue: 1 |
International Journal of Economics, Politics, Humanities & Social Sciences – IJEPHSS is licensed under a Creative Commons Attribution-NonCommercial 4.0 International (CC BY NC)