Afganistan uzun asırlar boyunca Türk hâkimiyetinde bulunmuştur.
Hâlen dahi pek çok kaynakta ülkenin kuzeyi; Güney Türkistan, Cenûbî Türkistan,
Türkistan-ı Sagir, Bend-i Türkistan, Afgan Türkistan’ı gibi adlarla
anılmaktadır. Ülkedeki etnik Türkler
ağırlıklı olarak Özbek ve Türkmenlerden oluşmaktadır. Afganistan’daki Türkler; Ali Şîr Nevâî,
Hüseyin Baykara gibi Türk dilinin büyük şahsiyetlerinin mekânı olan bu yurtta,
hâkim oldukları sürece diğer dillere karşı yok edici bir siyaset
yürütmemişlerdir. Ancak ne yazık ki
Türkler iktidarlarını kaybettiklerinde hâkimiyete gelenler Türklere aynı
hoşgörüyü göstermemişlerdir. Uzun mücadeleler sonunda ülkedeki Türklerin
kültürel hakları yakın dönemlerde iyileştirilmiş; fakat yine de istenen ölçüye
ulaşılamamıştır. Ülke bilindiği gibi 1979’da Sovyet işgaline uğramıştır.
Hatırlatalım ki ülkedeki ilk silahlı
ayaklanma 1975’te gerçekleşmiştir. İlaveten ülke yıllardır Taliban gibi terör
gruplarının eylemlerine muhatap olmaktadır.
İşte böyle bir ülkede kadın olmanın, üstelik azınlık mensubu bir kadın
olmanın zorluklarını yaşayanlardan birisi de müteveffa Kübra Keyvân’dır. Kübra
Keyvân Afganistan Özbeklerindendir ve 1960-1995 yılları arasında yaşamıştır.
Başlangıçta değişik dergi ve gazetelerde hem anadili olan Özbek Türkçesiyle hem
de Derî Farsçasıyla şiirler kaleme aldığı şiirleri yayımlanmış, nihayetinde
bunların bir kısmı 2008’de Åltın Tåc adlı şiir kitabında neşredilmiştir. Kübrâ Keyvân’ın şiirlerinde biz hem bir ana,
bir kızkardeş, bir sevgili olarak kadını ruhunu hem de ülkesinin yaşadığı bütün
üzüntü ve kaygıları bulmaktayız.
Subjects | Studies on Education |
---|---|
Journal Section | Articles |
Authors | |
Publication Date | December 30, 2017 |
Published in Issue | Year 2017 Volume: 2 Issue: 4 |