19. yüzyıl, artık değişmeye başlayan zihniyetin ve dağılma sürecine giren Osmanlı Devletinin
her alandaki yenileşme hareketlerinin yaşandığı bir dönemdir. Siyasî, askerî ve ekonomik yönden güçsüz bir duruma düşen Osmanlı devletinin amacı değişen dünya düzenine ayak uydurma gayretidir.
Altı yüzyıl süren saltanatını sürdüren Klasik Türk şiiri, bu yüzyılda artık son demlerini yaşamaktadır. Klasik Türk şiiri, yeninin karşısında direnmeye çalışmıştır. Toplumun diğer alanlarında görülen değişimler daha belirgin olarak kendini hissettirirken edebiyat alanındaki değişimin hızı, aynı oranda ol- madığı görülmüştür. Şiirde değişimin çoğu kez sa- dece muhtevada olması bunun bir göstergesidir. Os- man Nuri Bey’in oğlu olarak 1858 senesinde Yozgat’ta doğan Edib Bey de bu dönemde yaşamış bir devlet adamı ve şairdir.
19. yüzyılın ikinci yarısında doğan Edib Bey, tahsilini tamamladıktan sonra çeşitli devlet memur- luklarında bulunmuştur. Yozgat mebusluğu yapmış ve Yozgat isyanından dolayı Kayseri’de ikamete mec- bur edilmiş, orada vefat etmiştir. Edib Bey’in tek eseri “Mecmûâ-i Eş’âr”dır. Edib Bey, “İçindeki her parça, hayatıma dair birer hatıra taşımaktadır.” diyerek ese- rin yok olup gitmesine gönlünün razı olmadığını belirtmiş ve bu yüzden bastırılmasını arzu ettiğini söylemiştir. Mecmû’â-i Eş’âr, Millet Kütüphanesi A.E. Manzum 795’te kayıtlıdır. Esrin başında 1327 (1909) Matbaa-i Ebuzziya da basıldığı ve nâzımının da Ab- dülcebbarzâde Edib olduğu belirtilmiştir. 47 sayfadan oluşan eserde muhtelif manzumeler bulunmaktadır. Bunlar: Terkib-i bend, tevhid, münacat, na’t, tah- mis, hasbihal, şarkı, kıta, müfred, tarih, kitabe, gazel ve kasidedir. Gazel sayısı 11’dir. Kaside sayısı 4’tür.
Kasidelerin üçü Reşid Âkif Paşa’ya yazılmıştır. Kaside-i İnkılabiye ise dördüncü kasidedir. 19. yüzyılda yaygınlaşan bir özellik olarak görülen ter- kib-i bend ve müşterek gazel ve şarkı yazma isteği “Mecmû’â-i Eş’âr”da da görülmektedir. Eser, on bir beyitli beş bentli bir terkib-i bend ile başlamaktadır. Ortak şiir yazma geleneğine örnek oluşturan Edib Bey ve Memduh Bey’e ait on dört beyitlik bir gazel, iki şarkı ve üç tarih kıtası dönemin şekil özellikler- ini aksettirmektedir. Naci’ye ve Fennî’ye yazılmış nazirelerden Naci’ye yazılanın başında “Nâcî Mer- hûmun Lâl Olursun Söylesem Bir Fıkra Sîneden Matlalı Gazeline Nazîre” başlığı bulunmaktadır. 1899-1906 tarihleri arasında yazılan üç tarihten biri Üsküp’teki bir caminin tamiri için ikincisi, bir dostun oğlunun doğumu için üçüncüsü, Kul Ağası Osman Efendi merhumun çeşmesi için yazılmıştır. Eserde yer alan tek kitabe, Binbaşı Osman Efendi merhumun mezar taşı içindir.
Edib Bey, Reşid Âkif Paşa’ya yazdığı kasidelerinde, kendi durumunu ifadeye çalışmış ve ondan yardım dilemiştir. Doğru insanların hak ettikleri yere gelemediklerinden yakınan Edib Bey, kötü niyetlilerin daha yüce mevkilere ulaştığını, kendisinin istediği mevkiye gelemeyişinden duy- duğu üzüntüyü dile getirip yaşadığı dönemden şikâyet etmektedir. Edib Bey, isteklerini sürekli tekrarladığının farkında olduğunu ancak hakkını alabilmek için sesini bu şekilde duyurabileceğini düşündüğünü belirtmektedir. Sadece Âkif Paşa’ya yazdığı kasidelerde değil diğer nazım biçimlerinde de benzer düşüncelere yer veren Edib Bey, fazilet ve kemal sahibi insanlarla, cahillerin aynı değerde sayılmasının haksızlık olduğunu ancak feleğin onları üst mevkilere geçirmesini bir türlü içine sindiremediğini dile getirmiştir. Bunun yanı sıra eserde âşıkane ifadelere de rastlamak mümkündür. Şiirlerinde genel olarak günlük konuşma dilinden örnekler de kullanan Edib Bey, atasözlerinden de yararlanmaya çalışmıştır.
Bu makalenin konusunu, 19. yüzyılın ikinci yarısında yaşamış olan Edib Bey’in hayatı ve eseri oluşturmaktadır. Edib Bey’in hayatı incelenirken hem tezkirelerden hem de kendi şiirlerinden yarar- lanılmıştır. Eser tanıtılırken eserdeki nazım biçimleri, dil ve üslubu üzerinde durulmuştur.
The 19th century witnessed renewal move- ments in every field in the Ottoman state that
was experiencing a disintegration process due to the changing mentality. The aim of the Ottoman state, weakened in political, military and economic terms, was to adapt to the changing world order.
Classical Turkish poetry that reigned for six centu- ries, was headed for the last roundup. Classical Turk- ish poetry tried to resist the new. While the changes observed in other areas of society were more pro- nounced, the rate of change in literature was not the same. The fact that the change in poetry was often ob- served only in content was an indication of this fact. Edib Bey, who was born in Yozgat in 1858 as the son of Osman Nuri Bey, was a statesman and poet of the period.
Born in the second half of the 19th century, Edib Bey held various civil offices after graduation. He served as Yozgat deputy and was forced to reside in Kayseri due to Yozgat rebellion and died there. His solitary work is titled “The Book of Poetry” (Mec- mûâ-i Eş’âr). Edib Bey said that every piece in it held a memory from his life and he did not want it to be lost; thus, he wanted it to be published. The Book of Poetry is registered in National Library A-E verse no: 795. In the book, it was mentioned that it was print- ed in 1327 (1909) by Ebuzziya Printing House and the author was Abdülcebbarzâde Edib. The work was 47 pages long and included various poems. These included poems in terkib-i bend (long poems con- structed with cantos), tevhid (poems on oneness of Allah), münacat (appeal), naat (on Prophet), tahmis (quintuplets), hasbihal (dialogue), şarkı (lyric), kıt’a (quatrain), müfred (single verse), tarih (historical), kitabe (inscription), gazel (ode), and kaside (eulo- gy) forms. The number of odes was 11. The number of eulogies was 4. Three of the eulogies were written for Reşid Âkif Pasha. Kaside-i İnkılâbiye (Euology to the Revolution) was the fourth eulogy. Cantos and collective odes and lyrics, common in the 19th century, could be observed in the Book of Poetry as well. The book begins with a terkib-i bend that included eleven couplets and five cantos. An ode that included 14 couplets authored by Edib Bey and Memduh Bey, an example of collective poetry, two lyrics and three historical quatrains reflected the formal trends of the period. One of the references (nazire) written about the works of Naci and Fennî was titled “Nâcî Merhûmun Lâl Olursun Söylesem Bir Fıkra Sîneden Matlalı Gazeline Nazîre.” One of the three historical poems written between 1899- 1906 was about the repairs of a mosque in Skopje, the second about the birth of the son of a friend, and the third about the fountain by the late Kul Agha Osman Efendi. The only inscription in the book was about the tombstone of the late Major Osman Efendi.
Edib Bey attempted to express his own situation and asked for help in the eulogies written to Reşid Âkif Pasha. Complaining that the rightful people could not get what they deserve, Edib Bey criticized the period where malicious people were appoint- ed to higher offices and expressed his regret that he was not appointed to the office he desired. Edib Bey stated that he was aware of the fact that he con- stantly repeated his desires but he thought that he could make his voice heard in order to get what he deserved via the poems. Edib Bey, who expressed similar considerations not only in the eulogies he wrote to Âkif Pasha but also in other forms of verse, stated that it was unfair to consider the virtuous and refined people and ignorant ones the same, and he could never accept the fact that fate let the ignorant ones to achieve higher offices. Furthermore, it is possible to observe affectionate expressions in the work. Edib Bey, who also utilized examples of daily language in his poems, also used proverbs.
The present article included the life and work of Edib Bey who lived in the second half of the 19th century. During the review of Edib Bey’s life, both biographies and his own poems were utilized. The verse forms, language and style of his work were also addressed.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | December 20, 2019 |
Submission Date | December 4, 2019 |
Acceptance Date | December 25, 2019 |
Published in Issue | Year 2019 Volume: 2 Issue: 2 |
International Journal of Human and Art Studies İJHAR; Licensed under the Creative Commons Attribution 4.0 International License.
International Journal of Human and Art Studies IJHAR has been registered with the decision of the Turkish Patent and Trademark Office, numbered 71248886-2020/24446 / E.2020-OE-458377.