Objects in narratives do not have a single purpose. They can also influence the purpose of the scene or the purpose of the character in the scene. The measure of the value of anything can decrease or increase according to the wishes, desires and interests of a living image (character). These are revealed through images. Individual images are the smallest component of visual content, which is the carrier of sensory information, aesthetic knowledge. The artistic image, on the other hand, “By its very nature, the artistic image necessarily includes an emotional component, the deepening of thought is given here in clots of emotion; the images of art are directed directly at human sensibility and therefore always evoke an enthusiastic response” (Ziss, 2009:12).
The concept of the movement-image does not include the events that individuals experience in their daily lives, but instead prompts us to consider what the effect of movement is. The human mind does not only construct a causal plot; the character's mind can move back and forth in time momentarily. The first step is through the process of perception. In this case, stimuli react as a result of perception. The individual interacts with his/her past experiences and the objects in his/her possession according to the situation he/she finds himself/herself in. The mind organizes what it perceives by thinking all of these together. After the perception process, a new way out for action can be tried to be created by establishing a new relationship between the living image (character), objects. In this case, perception changes the images of action and affect, and as a result a new universe dimension opens up in the mind of the individual. A connection is formed in between the character and the object, and the formation varies in “near, middle and far dimensions”. Instead of being concrete, these connections are completely abstract representations. The key point in the realization of these phases is the formation of “perception” as a result of the living image not accepting the moving-fixed images as they are, but finding the deficiencies. In other words, when the living image becomes receptive, the stages of “perception”, “action” and “affect” are realized.
Philosophical criticism means analyzing/explaining the values that humanity has created since the beginning and the phenomena that take place today with these values, and trying to understand the reflections of works of art by criticizing them. Since the basis of philosophical criticism is human beings, it may not be possible to make a healthy criticism without verbal, non-verbal discourses or visual expressions that convey human feelings and emotions. When analyzing a work of art, the method of philosophical criticism looks at the purpose of the message that gives meaning to the work and examines the effect of the animate or inanimate object that adds value to the work. The aim of the study is to examine how the character's stages before taking action develop according to the perception, action and affect images under the subheadings of the movement-image approach.
The population of the study includes all TV series broadcast on television in Turkey. Ezel series was chosen as the sample because it was the most watched series of the period and the main character was given in the first episode with a double personality. Purposive sampling method was used for the study. Another point that distinguishes the narrative from other types of series narratives is that the main character, who interacts with visual images, always returns to the past and tells how the story of the object he interacts with develops. As the character's stages of change were presented in the first episode, behavioral changes also took place. The character's change and interaction with the objects created a new intermediate story (scene) based on the past in the series. In this study, the three main stages (drama, action, crime) affected by these objects were identified and analyzed. In the findings and results of the study, it was concluded that the character waits in an interval to establish a relationship between the object and the event, that the character a creates the action from a new center according to the result of the interval, and that every action has a starting point.
Anlatılarda bulunan nesnelerin tek bir amacı yoktur. Sahnenin amacını ya da sahnede bulunan karakterin amacını da etkileyebilir. Herhangi bir şeyin değerinin ölçüsü, bir canlı imgenin (karakter) istekleri, arzuları ve çıkarları doğrultusunda değeri azaltıp çoğaltabilir. Bunlar imgeler aracılıyla ortaya çıkar. Tekil imgeler, duyusal bilginin, estetik bilginin taşıyıcı konumunda olan görsel içeriğin en küçük bileşenidir. Sanatsal imge ise “Sanatsal imge, doğası gereği zorunlu olarak duygusal bir bileşeni içerir, düşüncenin derinleşmesi burada duyguları pıhtıları ile verilir; sanatın imgeleri doğrudan doğruya insan duyarlığına dönüktür ve bu yüzden de her zaman coşkusal bir tepki uyandırır” (Ziss, 2009:12).
Hareket-imge kavramı, bireylerin günlük yaşamlarında yaşadıkları olayları içermez, bunun yerine hareketin etkisinin ne olduğunu düşünmeye sevk eder. İnsan zihni sadece nedensel bir olay örgüsü kurmaz; karakterin zihni zamanda anlık olarak ileri geri giderebilir. İlk aşamada algılama süreciyle gerçekleşir. Bu durumda algılama sonucu uyaranlar tepki verir. Birey içinde bulduğunu duruma göre geçmiş yaşadığı tecrübeler ve elinde bulundurduğu nesneler ile etkileşime girer. Zihin bunların hepsini bir düşünerek algıladıklarını düzenler. Algılama süreci sonrası canlı imge (karakter), nesneler arasında yeni bir ilişki kurarak eylem için yeni bir çıkar yol oluşturulmaya çalışılabilir. Bu durumda algı, eylem ve duygulanım imajlarını değişime uğratır, bunun sonucu olarak bireyin zihninde yeni bir evren boyutu açılır. Karakter ile nesne arasında bağlantı oluşur ve oluşum “yakın, orta, uzak boyutlar” olmak üzere değişkenlik gösterir. Bu bağlantılar somut olmak yerine tamamen soyut temsillerdir. Bu evrelerin gerçekleşmesinde ise en kilit nokta, canlı imgenin, hareketli- sabit imgeleri olduğu gibi kabul etmeyip eksikleri bulması sonucu “algılama”nın oluşmasıdır. Yani canlı imge alıcı konuma geçtiği zaman “algı” “eylem” ve “duygulanım” aşamaları gerçekleşir.
Felsefi eleştiri deyince, insanlığın başlangıcında beri oluşturduğu değerler ve bu değerlerle günümüzde gerçekleşen olguları çözümlemek/anlatmak, sanat eserlerinin yansıttıklarını eleştirerek anlamaya çalışmak kastedilir. Felsefe eleştirisinin temelinde insan olduğundan ve insana ait olan hislerin ve duyguların aktarıldığı sözlü, sözsüz söylemler ya da görsel ifadeler olmadan sağlıklı bir eleştirinin yapılması pek mümkün olmayabilir. Felsefi eleştiri yöntemi, bir sanat eseri incelenirken, esere anlam katan iletinin amacına bakar ve esere değer katan canlı ya da cansız nesnenin etkisi inceler. Çalışmanın amacı, karakterin eyleme geçmeden önceki aşamaları hareket – imge yaklaşımının alt başlıklarında yer alan algılanım, eylem, duygulanım imgeleri göre nasıl geliştiği incelemektir.
Çalışmanın evreni Türkiye’deki televizyonda yayınlanan bütün dizileri kapsamaktadır. Örneklem olarak ezel dizisini seçilmesi döneminin en çok izlenen dizi olmasın ve ana karakter ilk bölüm de çift kişiliğiyle verilmesidir. Çalışma için amaçsal örneklem yöntemi kullanılmıştır. Anlatıyı diğer dizi anlatı türlerinden ayıran diğer bir nokta, görsel imgelerle etkileşime giren ana karakterin her zaman geçmişe dönerek etkileşime girdiği nesnenin hikayesinin nasıl geliştiğini anlatmasıdır. Karakterin birinci bölümde değişim aşamalarının sunulmasıyla davranış değişimleri de gerçekleşmiştir. Karakterin değişimi ve nesnelerle olan etkileşime dizi içerisinde geçmiş dayalı yeni bir ara hikâye (sahne) oluşumu sağlamıştır. Bu çalışama da ise bu nesnelerin etki ettiği üç ana aşama (drama, aksiyon, suç) belirlenerek incelmeye tabi tutulmuştur. Çalışmanın bulgular ve sonuçlarında karakterin nesne ve olay arasında ilişki kurmak için bir aralıkta beklediği, aralık sonucuna göre karakterin yeni bir merkezden eylemi oluşturduğu ve her eylemin bir başlangıç noktası olduğu sonucuna varılmıştır.
Primary Language | English |
---|---|
Subjects | Radio-Television, Television Broadcasting, Visual Arts (Other) |
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Early Pub Date | September 16, 2024 |
Publication Date | September 20, 2024 |
Submission Date | May 2, 2024 |
Acceptance Date | July 16, 2024 |
Published in Issue | Year 2024 Volume: 9 Issue: 3 |
International Journal of Human and Art Studies İJHAR; Licensed under the Creative Commons Attribution 4.0 International License.
International Journal of Human and Art Studies IJHAR has been registered with the decision of the Turkish Patent and Trademark Office, numbered 71248886-2020/24446 / E.2020-OE-458377.