Nowadays, for
some ideological reasons, there is a perception that Islamic law and
Humanitarian law are two completely different legal systems. Of course, there
is no denying that these two legal systems have some sides that cannot be
reconciled because of the difference of origin. However, this does not mean
that they have different norms and approaches with all aspects of the two legal
systems. On the contrary, when these two legal systems are examined, it is not
difficult to see that there are many overlapping sides. Essentially, the aim
and finalist character of the law necessitate this. Because the main objective
of the law is to solve social problems and the law must always renew itself in
order to achieve this. Even these commonalities of the two legal systems
require similar approaches and solutions to many issues.
Of course,
because of the divine origin of Islamic law, and the fact that today's law is
based on human resources, there will be sides to be reconciled with each other.
This does not mean, however, that the two legal systems will not benefit from
each other. In our research, we have seen that these two legal systems are open
to exploitation in the cases where they have different approaches. It is a fact
that Islamic lawyers have been benefiting from the system of present-day law
for about a century. However, in the scientific studies carried out together
with these, researchers are also benefiting from the practical solutions of
today's law in many respects. I also experienced the same experience. We see
that those who act more distantly in this are mostly humanitarian lawyers.
Judging from their writings, it is seen that they have done an
outdated/time-honored legal treatment for Islamic law. However, if prejudices
are left aside, it will be seen that modern law has much to gain from Islamic
law. If these two legal systems want to improve themselves, they have to give
up their attitude.
The purpose
of this paper is to show some concrete examples of the ways in which both legal
systems can benefit from each other. If this is understood, the possibility of
self-development of the two legal systems will increase.
Günümüzde bazı ideolojik nedenlerden
dolayı İslam hukuku ile Beşeri hukuk birbirinden tamamen farklı iki hukuk
sistemiymiş gibi bir algı mevcuttur. Orijin farklılığından dolayı bu iki hukuk
sisteminin birbiri ile telif edilmeyecek yanlarının bulunduğu elbette inkâr
edilemez. Ancak bu olgu, iki hukuk siteminin bütün yönleri ile birbirinden farklı
norm ve yaklaşımlara sahip olduğu anlamına gelmez. Aksine bu iki hukuk sistemi
incelendiğinde birçok yönüyle örtüşen taraflarının bulunduğunu görmek zor
değildir. Esasen hukukun gayesi ve finalist karakteri de bunu gerektirir. Çünkü
hukukun esas gayesi toplumsal problemleri çözmektir ve hukuk buna ulaşmak için daima
kendini yenilemek zorundadır. İki hukuk sisteminin bu ortak yönü bile birçok
konuda benzeri yaklaşım ve çözümlere sahip olmasını gerektirir.
İslam hukukunun ilahi menşeli olması, buna
karşın günümüz hukukunun beşeri kaynaklara dayanması gibi nedenlerden dolayı tabii
ki iki hukuk siteminin birbiri ile telif edilmeyecek yanları olacaktır. Ancak
bu husus iki hukuk siteminin birbirlerinden istifadeye kapalı olduğu anlamına
gelmez. Yaptığımız araştırmalarda, bu iki hukuk sisteminin farklı yaklaşımlara
sahip olduğu konularda da birbirinden istifadeye açık olduğunu gördük. İslam
hukukçularının yaklaşık bir asırdır günümüz hukukunun sistematiğinden istifade
ettikleri bir gerçektir. Bununla beraber yapılan ilmi çalışmalarda araştırmacılar
birçok konuda günümüz. hukukunun ferî çözümlerinden de yararlanmaktadırlar.
Aynı tecrübeyi ben de yaşadım. Bu konuda mesafeli davrananların daha çok beşeri
hukukçular olduğunu görüyoruz. Yazdıklarına bakıldığında onların İslam hukukuna
çağdışı/zamanı geçmiş hukuk muamelesi yaptıkları görülmektedir. Oysa ön
yargılar bir tarafa bırakılırsa modern hukukun da İslam hukukundan alabileceği
çok şey olduğu görülecektir. Bu iki hukuk sistemi kendilerini geliştirmek
istiyorlarsa müstağni tavırlarından vazgeçmek zorundadırlar.
Bu tebliğin amacı, her iki hukuk
sisteminin birbirinden istifade edebilecekleri yönlere sahip olduğunu bazı
somut örneklerle göstermektir. Bu husus anlaşılırsa iki hukuk sisteminin
kendini geliştirme imkânı da artmış olacaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | December 10, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 2 Issue: 2 |