Son yıllarda uluslararası göçler ve küresel terör olaylarının artışı ile birlikte yabancı düşmanlığı da sıkça anılmaya başlamıştır. Yabancı düşmanlığı, topluluğa, topluma veya ulusal kimliğe yabancı olduğuna ilişkin algılamaya dayanarak, kişileri reddeden, dışlayan ve kötülemeye tabi tutan tutumlar, önyargılar ve davranışlar olarak tanımlanabilir. Yabancı düşmanlığı birçok kaynakta ırkçılık ve ayrımcılık ile bir arada ele alınmakta ve göç sonrası toplumsal bütünleşme açısından bir risk faktörü olarak görülmektedir. Göçmenler söz konusu olduğunda yabancı düşmanlığı, varlıklarının yarattığı "tehdit"i vurgulayarak ve toplumsal sorunlar için günah keçileri haline getirerek göçmen grupların bir kısmını veya tamamını etkin bir şekilde damgalayan ve kötüleyen dinamik bir kamu retoriği yoluyla sürdürülmektedir. Bu çalışmada da, göç bağlamında yabancı düşmanlığı ve toplumsal bütünleşme konuları üzerinde durmak amaçlanmaktadır. Çalışma kapsamında, yabancı düşmanlığının doğası ile ilgili bilgi verilmiş, toplumsal bütünleşmeye etkisine değinilmiş ve çokkültürcülük tartışmalarına yer verilmiştir. Sonuç olarak yabancı düşmanlığı yeni ortaya çıkan bir durum değildir ve medeniyetler çatışması vb. tezlerin de desteğini alarak her şeyin küreselleştiği dünyamızda ciddi bir tehdit haline gelmiştir. Toplumsal bütünleşmenin sağlanamadığı durumlar dikkate alınarak, herkesin, sorunun çözümüne katkıda bulunması gerektiği düşünülmektedir.
Along with the increase in international migrations and global terrorist incidents, xenophobia has also been frequently mentioned in recent years. Xenophobia can defined as attitudes, prejudices and behaviors that deny, exclude, and disparage persons based on the perception that they are alien to the community, society or national identity. Xenophobia is considered together with racism and discrimination in many sources and is seen as a risk factor in terms of post-migration social integration. In the case of migrants, xenophobia is maintained through a dynamic public rhetoric, which effectively stigmatizes and disparages some or all of the migrant groups by emphasizing the "threat" created by their being and turning them into scapegoat for social problems. In this study, it is aimed to focus on xenophobia and social integration issues in migration context. Within the scope of the study, information about the nature of xenophobia was given, its impact on social integration was addressed and debates on multiculturalism were included. As a result, xenophobia is not a newly emerging situation and, with the support of theses like the clash of civilizations, has become a serious threat to our globalized world. Taking into consideration the situations where social integration can not be provided, it is thought that everyone should contribute to solution of the problem.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Article |
Authors | |
Publication Date | February 1, 2018 |
Published in Issue | Year 2018 Volume: 4 Issue: 8 |