Bu çalışmada “Erkânnâme 1” adıyla yayımlanan; asıl adı “Tasavvuf Risâlesi” olan eserde Kur’ân-ı Kerîm ve Hz. Muhammed tasavvuru incelenmiştir. 17. Yüzyılda yazıldığı ve Erdebil Sûfiyân Süreğine ait olduğu anlaşılan eserin, Bektâşî geleneğe ait olduğu çağrışımı uyandıran bir şekilde Erkânnâme ismiyle yayımlandığı görülmektedir. Eserin farklı adla yayımlanması bazı hatalı değerlendirmelere yol açmıştır. Dolayısıyla sağlıklı değerlendirmeler için kavram ve eserlerin, hangi ekol/gelenek/ocak içerisinde kullanılıp kaleme alındığı gözetilmelidir. Bu durumun Alevî gelenek için de son derece önemli olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü Alevî gelenek olarak adlandırılan yapı, geleneksel olarak büyük oranda ana ocak ve alt ocak merkezli ocak sistemine dayanmaktadır. Bu ocaklarda da farklı tasavvufî gelenek mensubiyeti söz konusudur. Bu iki olguya bağlı olarak ocaklar arasında âdâb ve erkân dâhil olmak üzere pek çok farklı anlayış ve uygulama bulunmaktadır. Erdebil Sufiyân/Kızılbaş Süreğine ait âdâb ve erkân kitaplarından birisinde Kur’ân ve Hz. Muhammed’le ilgili kabullerin tespiti, bu süreğin dinî-kültürel durumunun ortaya konulması bakımından önemlidir. Böylelikle bir eserin ya da kavramın mensup olduğu gelenek içerisinde değerlendirilmesinin yanı sıra Sûfiyân (Kızılbaş) Süreğinde Kur’ân ve Hz. Muhammed’le ilgili telakkilerin mahiyetinin ortaya konulması ve alana katkı sunulması amaçlanmıştır. Zira dünyada ve ülkemizde özellikle 1990’lı yıllardaki gelişmeler ve kimlik tartışmaları kapsamında Alevî geleneğin genel olarak iman esasları noktasındaki kabullerinin yanı sıra Kur’ân-ı Kerîm ve Hz. Muhammed (s.a.v.) kabulleri ve tasavvurları hakkında da gelenekte var olan hallerinin haricinde pek çok farklı görüşün ileri sürüldüğüne şahit olunmuştur. Alevî nitelemeli gelenekte de Kur’ân’ın mevcut nüshası kabul edilmekte; başta âyin-i cemler olmak üzere doğumdan cenazeye, sünnetten nikaha, nazardan kurt ağzı bağlamaya kadar dinî sosyo-kültürel pek çok erkân içi ve erkân dışı alanda Kur’ân sûreleri ya da ayetleri okunmaktadır. Alevî gelenekte, icra edilen cem erkânlarında yürütülen hizmetlerde de bir Kur’ân ayetinin okunmasına ilaveten erkânlardaki unsurlar ve uygulamalar başta olmak üzere ikrar/bey‘at (el-Fetih 48/10), silsile (el-Fetih 48/10), musâhiplik (el-Enfâl, 8/72-75), dergâhlar ve cemevi (en-Nûr, 24/36) vb. unsurlar Kur’ân’la bağlantılı bir şekilde anlamlandırılıp delillendirilmektedir. Alevî gelenekte Kur’ân’ın özellikle âdâb ve erkân unsurları anlatılırken delil olarak kullanılması ve ayetlerin tasavvuf geleneğindeki genel tavra uygun bir şekilde işlenmesi Tasavvuf Risâlesi’nde de görülmektedir. Nitekim dört risaleden oluşan eserde tekrarlarla birlikte 20 ayete yer verilmiştir. Alevî gelenekte Hz. Muhammed ile ilgili yer alan anlayış ve kabullerin de -peygamberlik olgusundaki gibi- Müslüman dünyadaki ortak kabullerle aynı çerçevede olduğu anlaşılmaktadır. Nitekim Alevî nitelemeli geleneğe göre de “gül” ile remz edilen Hz. Muhammed, “Allah’ın habibi/Habîbullâh’tır, nebidir, Allah’ın elçisidir, en son kitabın kendisine indirildiği son peygamberdir ve peygamberlerin sultanıdır. Eserde “Hz. Resûl” ve “Resûlüllah” kelimelerinin de kullanıldığı Hz. Muhammed, Allah’ın Resûlü ve yaratılmışların en hayırlısı olarak kabul edilmiş; Hz. Muhammed’e salavât getirmeye özen gösterilmiş; konular açıklanırken Hz. Peygamber’e atfedilen 16 rivayete yer verilmiştir. Eserde yer verilen rivayetlerin daha çok tasavvuf geleneğinde kullanılan metinler olduğu görülmektedir. Bunun tasavvuf geleneğinde hadis kullanımıyla ilgili genel tavra mütenasip olduğu anlaşılmaktadır. Bu nokta dahi Alevî geleneğe mensup ocak ve grupların tasavvuf geleneği ile birlikte ele alınması gerektiğini açıkça göstermektedir.
Derginin editöryal ekibi başta olma üzere bu hizmetlere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum.
This study examines the conception of the Qur'ān and the conception of Prophet Muhammad in a work originally titled "The Sūfī Treatise" but published as " Erkānnāme 1". It is seen that the work, which is understood to be written in the 17th century and belongs to the Ardabil Sūfīyān Period, was published under the name “Erkānnāme”, which evokes the connotation of belonging to the Bektāshī tradition. The publication of the work under a different name has led to some erroneous evaluations. Therefore, to ensure accurate evaluations, it is crucial to consider the school, tradition and od̲j̲aḳ in which the concepts and works were used and written. It is understood that this situation is also extremely important for the Alawī tradition. Because the Alawī tradition is traditionally largely based on the main od̲j̲aḳ and sub-od̲j̲aḳ based od̲j̲aḳ system. There are different mystical traditions in these od̲j̲aḳs. Depending on these two phenomena, there are many different understandings and practices, including manner and etiquette, among the od̲j̲aḳs. Understanding the beliefs and practices regarding the Qur'an and Prophet Muhammad within the Ardabil Sūfīyān/Qizilbash tradition, specifically through one of their manner and etiquette books, is important in terms of revealing the religious and cultural status of this tradition. Thus, in addition to evaluating a work or concept within the tradition it belongs to, it is aimed to reveal the nature of the concepts related to the Qur'an and Prophet Muhammad in the Sūfīyān (Qizilbash) tradition and contribute to the field. Within the scope of developments and identity debates in the world and in our country, especially in the 1990s, the Alevi tradition's acceptance of the principles of faith in general, as well as the Qur'an and the Prophet, it has been witnessed that many different views have been put forward about the acceptances and imaginations of the Prophet Muhammad (pbuh), apart from the traditional ones. In the Alevi tradition, the current copy of the Qur'an is accepted; Surahs or verses of the Qur'an are read in many religious, socio-cultural areas from birth to funeral, from circumcision to marriage, especially in djem ceremonies. In the Alawīte tradition, the recitation of a Qur'anic verse during the djem ceremonies is accompanied by the interpretation and demonstration of various elements and practices, including those found in the arkāns, profess (al-Fatḥ 48/10), silsila (al-Fatḥ 48/10), musahiplik (al-Anfāl 8 /72-75), dervish lodges and djemevi (al-Nūr 24/36). These elements are interpreted and proved in connection with the Qur'an. As a matter of fact, in the work consisting of four treatises, 20 verses are included with repetitions. It is understood that the understanding and acceptances about Muhammad in the Alevi tradition are in the same frame as the common acceptances in the Muslim world. As a matter of fact, Muhammad, symbolized by the rose in the Alevi tradition, is God's precious, God's messenger, the last prophet to whom the last book was sent down, and he is the sultan of the prophets. The Prophet Muhammad, referred to as "Hz. Rasūl" and "Rasūlullah" in the text, is acknowledged as the Messenger of Allah and the best of creations. Special care is taken to send blessings (salawāt) upon Prophet Muhammad. Furthermore, while explaining the subjects, 16 narrations attributed to the Prophet. These narrations are mostly derived from texts used in the Sufi tradition which aligns with the general attitude regarding the use of hadith in the Sūfi tradition. Even this point clearly shows that the od̲j̲aḳs and groups associated with the Alevi tradition should be considered in conjunction with the Sufi tradition.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Subjects | Religious Studies |
Journal Section | MAKALELER |
Authors | |
Publication Date | June 23, 2023 |
Published in Issue | Year 2023 |
İlahiyat Akademi Dergisi Creative Commons Atıf-GayriTicari 4.0 Uluslararası Lisansı (CC BY NC) ile lisanslanmıştır.